2
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1124
Okunma
Dillendirme Barikatı
sıvazlanacak gecenin sırtı
anlat denilecek
rembetiko kuyularında
pazarlanmış ışıkları
saatine yabancı akrep
kalbine sancı âdem
yoluna ters pusula
anlatımı zorlaştıran köpüklü kuş sesleri
yerden çekilen gözler
ağıt tutturan bakışlar
ölümü geciktiren ten
ölümü getiren sevdâ
kimsesizliği ufuktan anlayınca
kesilirmiş ortasından suçun
bildi
bol yağmurlu başları
içten çürüyerek
donmuş köprülerde
lahitlerle süslenmiş evrende
mağarasında kaldık başkalarının
at ilk insanın şehvetini belirledi
ilk insan ağzına yalan komadı
çıplaktı
esinlenmenin doğa savruluşları
kânuna uygundu toprak
en sivrî heyulaydı
ıslık çalınca bile gelmeyen acı
ilkin pencerelerden baktı
biz göğün kusmasını bekledik
çıra yakardık, tütün çiğnerdik
nerede bir kız görsek otlanırdık
berrak sular için
çün, adamı sevmek getirir
cehennemden nurluğa
sayışmaz bulutlar arasında
kim önce boşaltacak yükünü
hayat ilmeğini hırs eden boğa
akşam yalnızlar kanlanınca
olan olurdu
olan olurdu da
arzulardan değil
kader, bu büyük tarlamızı biçerdi
harap ederdi
korkuluğumuzu arardık
ilân verirdik
asardık çardaklara çay kokumuzu
ilk ötüşümüzü geri isterdik
tozlandı
örümceklendi
örselendi
sesimiz
kutlamak için bayramları
deli acılarla geldik
biz dostlarımla ümit etmezdik
umutla bakmayı uçuruma
ya düşerdik ya tutunur
eski kopmuş yapraklar
sonbaharımızı kallavi kudurtur
du
du da
dur! gitme dediysek
eğerleyemedik yalanlarınızı
siyah arsızlığınız çekmedi ilgimizi
çıplaktık
soyununcaya kadar da çıplaktık
ölünce de çıplaklığımızı anlattık
çocuklar ve deliler dinledi bizi
insanlara anlatamadık
şiir yazdık, tütün çiğnedik
ayna saklattık, sevgi otlandık
ilk insanın yalnızlığını yaşadık!
Payanda
5.0
100% (9)