1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1094
Okunma
Kim Çalgı Kim Ezgi Kim
kim çalacak içimdeki sönük ateşi?
lir sabahlarına uyanarak
bağrında ot kalmamış diyarlardan haberi olup
sinmiş kız çocuğu kokusunu taşıyarak
biraz gurur ve utanç içinde
kıvranarak
acıyı dökmeden getirecek bana
kim ki bu
biraz üşümeyi yitmek sanacak
soğmasın diye telâşları
evden erken çıkacak
arayarak
kâbusundan hatırladığı insanları
pencere önlerinde durmayı sevip
sevmediği sorulmadan
oturtulmuş çiçekleri
kim anlayacak? yağmur
koyu bir denizden kopanlarsa
hayat, benden beni alıp
olmayanımdır. ama ben
dururum bardaklarda
yeni yıkanmış bir çamaşır gibi kalbim
ıslak kederlerden buruş buruş olmuş
mandal isterken hantal bir kuştan
neresinde tutunurum karanlık kümesinin?
gelsinler
otlar arasında savaş tutumlarıyla
gitsinler
dönemeçlerini kullanarak kendiliğinin
ait oldukları yere dönsünler
pisliğin, ihanetin ve kutsal çamurların
şeytanî çığlıklarına katılarak
uzaklaşsınlar
eskimiş tiren sorgularından
şapkalarından eğilmiş yüzleriyle
içlerine baksınlar
ayna tutayım onlara!
II.
yol yalnızca insanın içinde büyür
sarılmak
dünyanın soğukluğunu düşünmektir
şimdi benim de kalbim
senin tabutuna sığmaz bir ölüdür…
gel oruç tutalım, avuç tutalım
söz tutalım, serçecikler kaçsın uykulara…
senin en çok ellerin güzel, gel oynayalım
gel denizin karşısında, bitmez acılarla.
III.
hileli akşamlarda aşk kime nezir?
aklını kesip yediren
günendi- neye hatıra sunar?
uzansam şekerlerine dünyanın
elimde kalır azlığım
kötüleşirim, fenâ Allah hastanesine kaldırılırım
deliliğime gömlek yetmez
korkarım
annem çiçeklere kilo aldırır
annem çiçeklere boy aldırır
babam kopartır
zakkumlarla çevrili olur etrafım
yabancılar doluşur, gözüm karartır…
IV.
batacaksa batsın
beklerim
kuyusuna şiir düşürüp
almaya inen çocuğun yüreği
oradayımdır
suya kaldırma kuvveti veririm
ve yükselmesini söylerim
şiirle birlikte.
Payanda
5.0
100% (5)