3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1261
Okunma
Baba
küçükken adımlarım
en mini bebeğinken
tutsaydın kollarımı
zaman ayırsaydın gülüşlerime
kucağına alıp öpseydin esmer yanaklarımı...
Gittiğin tarlaya
sabah erken bedenimi de götürseydin
soluklandığın palamut ağacı altında
düşlerime gündüz renginde masallar anlatsaydın
saçlarımı okşayıp
dokunsaydın omuzlarıma
gurur duysaydın benimle
oyunlarıma çelik çomak katılsaydın...
Baba
küçükken avuçlarım
dünya nedir bilmezken beynim
her şey yürüdüğüm yöne toz pembeyken
ellerimden tutup
doğrularını yalanlarını söyleseydin insanların
dağların neden sıra sıra dizildiğini
yağmurun neden bir coşup bir sustuğunu
kelebeklerin neden birkaç gün sonra göç ettiğini
hece hece anlatsaydın iki kulağıma...
Ve karşıma geçip sevecenliğinle seslenirken
benimle karşılaşırken oğlum diye
seslenseydin çocukluğuma:
bugün hem dünyam çok farklı dönecek
hem ben adam olma yolunda sağlamca ilerleyecektim
ve senin gibi güçlü kalacaktım her mecliste
her yalnızlıkta baba
babacığım.
Mehmet Selim ÇİÇEK
11 Şubat 2013, 13.12, Qoser
5.0
100% (6)