5
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
811
Okunma

..............kalbin dört de biri ne ki,yolunca gelsin ölüm
Bir doğum günümde daha ,
Ankara’nın kasvetli imbatları
gönlümün rüzğar müziğini
hevesli hevesli çalıyor ...
üstelik , üstüne üstün ,
estikçe şimal yelleri
steplere uzanan vaha
çölüne düşmüş sahra
mucizevi mülteci meçhul
mecnun akışlar çiziyor ...
hey hat ki ;
gaflet pençesine düşmesin hele bir aranan
ateş suyundan bir gömlek
kirpiklerden dökülen
zerresine çoğalır
sen gibi
ben gibi
ruh gibi
yüreği yakar yıkar ,
yıkanan ve taranan
... kavanoz kapağına sıkışmış
kendine saklı benim
... sözsüz ummanı aşmış
hüzne kafiyeli benim
... bendini aşmış
bir (b) ene çözülüyor
kendini isteyen benim
... kırık kalp mürekkebim
senden çok istenen yine benim
/ kalp kapağımı da öldüremem ki ,
zincirleyip mühür vuramam ki /
...
kalp kalıbına
vasıtasız girmiş
ışık saçan güneş
cihana şimal ay
çıkmayı bekleyen yıldız
.... ancak!
içsesi min bestesini
kanatıp dokunma
yunus olarak
ruhumun (k)alemiyle kal .
hani ; hu renginde ,
kalbin ayaklarına bitimsiz yürüyüşü var ya !
düşlerinden aşka doğrulan beşer var ya !
hücresinde kül rengi kul düşünce var ya !
kalp kapağım ,mitral yetmezliğim var ya !
sonsuzluğa talip yorgunluğum var ya !
işte o !
kırmızıya boyanır ,
kıblesine elif çiçekleri açtıran
gül_ay parçası eğilip de yücelen
Gülay GÖKTÜRK
5.0
100% (6)