Yedi filo önce Seddülbahir’e
Atış yapıp döndü geldiği yere

Cephaneliğimiz aldı isabet
Beş subay yetmiş er içti şehadet

İlk şehitler abidesi oraya
Dikildi nicesi girdi sıraya

Miralay Cevat bey tahkimat için
Hazırlığa başlar bir destan için

Mecidiye Hamidiye tabyası
Abdulhamid Hanın bize mirası

Seksen adet türlü çap ve menzilde
Top obüs havanla donandı belde

O kadar da “savaş hile”dir diye
Sahteleri düşmana ilk hediye

Atmış beş yaşında Ramazan Ağa
Bir kaç metre halat ve de kalasla

Çok ağır topları yürüten deha
insan gücü neyler yüz tonluk şaha

Konu vatan ise akıl çalışır
Toplar yürümeye elbet alışır

Üç yüz elli küsür mayın boğaza
Ve gerildi demir ağlar ağıza

Bu sırada Sarıkamış ve Ruslar
Canımızı yaktı kırıldı hisler

On dokuz ocak bin dokuz yün on beş
Güçlü düşman gemileri yirmi beş

Gemilerin isimleri belli de
Türkçe’ye çevirmek farz belki de

“Okyanus, “Başeğmez”, “Hızlı”, “Benzersiz”
“İntikam Alıcı”, “Gökyüzü”, “Yıldız”

“Queen Elizabeth” “Galyalı” " Çile"
“Kutsal Roma” "Zafer" ve "İngiltere"

“Önünde Durulmaz”, “Savaş Tanrısı”,
Bir de benden olsun Deniz Anası.

On dokuz Şubat’ta ilk hücum derdi
“On dört günde İstanbul’a” girerdi

“Karanlık Liman”da dolaşır düşman
Osman ülkesini paylaşır düşman

Kal’a-yi Sultani sükut eyleme
Kalk ayağa bana türkü söyleme