Günahkâr bir bulut olmaya razıyım göğünde ben
Gün gelir, içimdeki sözleri de toplar simyacılar
İçinde yek olmayan zar atar yeryüzüne sevgililer
Uçar güllerin yaprakları sarı sular üzerinde
Uyandırır sesim seni sonsuzluk uykularından
Bahar koyarım adını, adın baharım olur
Yüreğim çiçek açar ben mutlanırım

Belki, sen aşkı kuşanmış bir zambak gülüşü olacaksın içimde
Rüzgârda uçuşan eteklerini yeline tutunacağım
Doğduğun yerlere götüreceksin belki de
Sıyrılacak güneş kendi kirli tabakasından
Sığınacak gün ışığı olmayan sevgisiz köylere
Çayırlar yeşil değil mavi olacak o gün
İşte o gün, gök yere inecek
Yeşil duruşlu bir cennet bizi bekleyecek
Anlayacağın aşk bakışlım
Bir gün her şey tersine döndüğünde,
Sana söylemekten çekindiğim sözler
Hücreler gibi kendi içinde bölündüğünde
Dudaklarımdaki dua gibi
İçimde yargısız zaman gibi
İki kelimelik bir mutluluk olacak an
İşte o an
Sevgiler seni saygıya duracak
Çünkü o an dudaklarımdan dökülen her söz
Ayet gibi ruhuna diz çökecek…

Bu gece mutlulukla oynaş var
Binlerce şehrin Şehzadesi olsam
Milyonlarca varlığın sahibi olsam
Kendi kanunlarım olsa, Süleyman olsam
Hatta Süleymandan daha fazlası olsam
Sen Hürrem olma
Sen kendin olsan
Ben bir kirpiğine savaşlara çıksam
Seni üzen, ağlatan her şeye kılıç sallasam
Geçmez bilesin ki öfkem
Sen benim yüreğimdeki sultan
Sen ruhumu istila eden tanrıçam
Senin mutluluğun için yaşayacak bu beden
Senin gölgeni bile çiğnemesinler
Çünkü affetmem.

Selahattin Yetgin