Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Selim Temiz
Selim Temiz

TAKVA SAHİBİ YÜREK

Yorum

TAKVA SAHİBİ YÜREK

( 6 kişi )

5

Yorum

5

Beğeni

5,0

Puan

3619

Okunma

TAKVA SAHİBİ YÜREK

TAKVA SAHİBİ YÜREK

[email protected]ŞYAZI
Muharrem Bayraktar
2 Ocak 2013/YENİ MESAJ GAZETESİ
Yunus Emre’ye düşman bir imam


2012 yılının size göre en önemli olaylarına hepiniz çok farklı açılardan somut yaklaşımlar ve yorumlar getirirsiniz kuşkusuz. Kendi açımdan bakarsam ben 2012 yılının en önemli olaylarından birini geçtiğimiz Cuma günü yaşadım.
2012 yılının son Cuma Namazı’nı İstanbul Bahçelievler’de bir camide kılmak üzere camiye girdim. Caminin adını ve imamını yazmayacağım. Ama hayatımda böylesine derin bir acı yaşadığım olaylar çok nadirdir.
Caminin imamı kürsüde vaaz ediyor. Ezan-ı Muhammedi’ye çok az bir zaman kaldı. Hoca efendi nereden icap ediyorsa bir anda sözü Yunus Emre’ye getiriyor ve şöyle sesleniyor cemaata: “Ey Cemaati Müslimin! Malumunuz geçtiğimiz günlerde okul kitaplarından Yunus Emre’nin bir şiirinden bir bölüm çıkartıldı. Hayli tepki aldı bu durum. Çıkartılan kıtada Yunus Emre şöyle diyordu:
Cennet cennet dedikleri,
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver anları
Bana seni gerek seni
Ey Cemaat! Benim babamın oğlu bile olsa yanlış bir şey gördüm mü düzeltmeye çalışırım. Ne demekmiş “cennet dedikleri birkaç köşk, birkaç huri. Böyle şey mi olur? Nasıl olur da cennet böyle küçümsenir? Elbette bu mısralar okul kitaplarından çıkartılmakla çok isabetli bir karar alındı.”
Bu sözleri duyunca tüylerim diken diken oldu. Bu ülkenin camileri ne hale geldi eyvah dedim. 3-5 yıl sözde din tahsili görmüş bir imam çıkmış cami kürsüsünde, devletin kendisine verdiği mikrofondan Yunus Emre’ye hakaret ediyordu. Beyinsiz adam okuduğunu dahi anlamaktan aciz bir cehaletle Yunus Emre’nin o şiirde şöyle dediğini anlayamıyordu:
“Yarabbi! Benim gayem sensin! Sana vasıl olmaktan başka bir gayem yok. Neyleyim cenneti, köşkü, huriyi, bana sen gereksin. Sen olduktan sonra gerisi hiçtir.”
İlahi tecellinin olduğu yerde geri kalan her şeyi elinin tersiyle silip attığını idrak edemiyordu.
Caminin arka tarafında kapının hemen önünde idim. Cami tıklım tıklım doluydu. Emevi döneminde siyasi saltanatlarını devam ettirmek için Ehli Beyte, Hz. Hüseyin’e, Hz. Hasan’a lanet okutan Emevi halifeleri geldi hatırıma. Bugün de bu ülkenin bir camisinde Yunus Emre’ye söven imamlar çıkartılıyordu minberlerle.
Dayanamadım. Ayağa fırladım. “Yazıklar olsun sana hoca efendi” diye bağırdım. “Sen kimsin ki Yunus Emre’ye dil uzatıyorsun. Sen kimsin ki bu toprakların mayasını imanla yoğuran mübarek Allah dostuna hakaret ediyorsun? Senin arkanda namaz kılınmaz. Yazılar olsun sana!”
Olup biteni tepkisiz bir şekilde seyreden cemaatin şaşkın bakışları arasında camiyi terk ettim.
O gün akşama kadar sinirden boğulacak gibiydim. Duyduklarıma hala inanamıyordum. Akşam saatlerinde Diyanetteki tanıdıklardan o hocanın cep telefonuna ulaştım. Hemen telefona sarıldım. Kendimi tanıttım. O gün olanların etkisinden kurtulamadığı belliydi. O’na neler söylediğimi burada size aktarmak istemiyorum. Sadece şunu söyleyeyim: “Bak hoca efendi” dedim, “Yunus Emre ve O’nun yolundan gidenler bu topraklarda asırlardan beri Müslümanları birleştirmek için mücadele ettiler. Siz ve sizin gibiler ise Müslümanlar bölmek için kürsüleri kullanıyorsunuz. Oryantalistler bile sizin gibi küstahça Yunus’a saldırmadı. Sizden Yunus’u anlamanızı bekleyemem. O kumaş sizde yok Ama unutmayın ki Yunuslar sahipsiz değil. Bak o bir şiirinde ne diyor:
Yunus Emre bu sözü
Eğri büğrü söyleme
Seni hesaba çeken
Bir Molla Kasım gelir
Unutma hoca efendi, bir Molla Kasım seni fena hesaba eker. Bugün ben olurum bu Molla Kasım, yarın bir başkası.”
2012 yılının son Cuma günü işte böyle bir Yunus Emre faciası yaşadım.
Allah Yunus’ların yolundan ayırmasın, O’na dil uzatanların dilini kurutsun.

TekBir dilek diledim, hilesiz hurdasız ak
Sağlık temel değerse, buyursun gelsin tak-tak
Bu konuda sınır yok, düşmanım dahi dahil
Ben kendime aşığım, benle herkes olsun pak.

Kusursuz dürüst olmak, herkesin harcı değil
Çıkarsız bir klabim var, çıkara esir değil
Varsa yarışacak, buyursun gelsin bana
Kazanan lider olsun, desin: "Saygıyla eğil..!"

Allah bilir kulunu, al yapıştır pulunu
Mektuplar beklemesin, sevdeye ser çulunu
Kader denilen gerçek, kaçınılmaz zamandır
Takva sahibi yürek, adam eder kulunu.

Allah vermiş bir vekil, gel Ali’ye doğru git
İslam Ehl-i Beyt iken; Ali ol, cennete git
Yezid soyu çok pistir, Muaviye’dir soyu
İmam Ali varken öz,Yezid ancak olur bit.

Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (6)

5.0

100% (6)

Takva sahibi yürek Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Takva sahibi yürek şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TAKVA SAHİBİ YÜREK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Selim Temiz
Selim Temiz, @selimtemiz
30.4.2016 12:09:39
ALLAH (CC) KELAMI VE FARZ OLAN TEK BİR AYET İNKAR EDEN MÜ'MİN DEĞİLDİR;

HZ. ALİ İÇİN NAZİL OLMUŞ BAZI AYETLER
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:7/Cüz:1/39. Ayet: İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾39﴿وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٣٩﴾

Kaynak: Kur'an-ı Kerim/En'âm Sûresi/Sayfa:149/Cüz:8/Ayet:156-157: Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿
اَوْ تَقُولُوا لَوْ اَنَّٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّٓا اَهْدٰى مِنْهُمْۚ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌۚ فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَصَدَفَ عَنْهَاۜ سَنَجْزِي الَّذ۪ينَ يَصْدِفُونَ عَنْ اٰيَاتِنَا سُٓوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ ﴿١٥٧﴾

Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:119/Cüz:6/67. Ayet (Tebliğ Ayeti):
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿ يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّـغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٦٧﴾

Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:107/Cüz:6/3. Ayet (İkmal Ayeti):
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾3﴿حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣﴾

Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:117/Cüz:6/55. Ayet :
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. ﴾55﴿ نَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ ﴿٥٥﴾

KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ A'râf Sûresi /Sayfa:154/Cüz:8/36. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾36﴿وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٣٦﴾

KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:32/Cüz: 2/207. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ﴾207﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠٧﴾

Kaynak:Kur'an-ı Kerim/ Yûnus Sûresi/Sayfa:210/Cüz:11/17. Ayet: Artık, Allah'a karşı yalan uydurandan veya O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kimdir? Şüphe yok ki (böyle) suçlular asla kurtuluşa ermezler. ﴾17﴿فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِباً اَوْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِه۪ۜ اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْمُجْرِمُونَ ﴿١٧﴾

KAYNAK: KUR'AN-I KERİM/Tevbe Sûresi/Sayfa:196/Cüz 10/61. Ayet: Yine onlardan peygamberi inciten ve "O (her söyleneni dinleyen) bir kulaktır" diyen kimseler de vardır. De ki: "O sizin için bir hayır kulağıdır ki Allah'a inanır, mü'minlere inanır (güvenir). İçinizden inanan kimseler için bir rahmettir. Allah'ın Resûlünü incitenler için ise elem dolu bir azap vardır." ﴾61﴿وَمِنْهُمُ الَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ النَّبِيَّ وَيَقُولُونَ هُوَ اُذُنٌۜ قُلْ اُذُنُ خَيْرٍ لَكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِن۪ينَ وَرَحْمَةٌ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْۜ وَالَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ اللّٰهِ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴿٦١﴾

KERBELA'DA, HZ. MUHAMMED'İN (SAV) CİĞERPARELERİNİ KATLEDENLER (PEYGAMBERİMİZİ İNCİTENLER) VE AYETLERİ GÖRMEZDEN GELENLER CEHENNEMLİKTİR)
Sizin yorumunuz?


Selim Temiz tarafından 4/30/2016 12:10:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mehmet Turgut
Mehmet Turgut, @mehmetturgut
3.1.2013 13:57:04
Emeğin kalemin var olsun
kutlarım
Yüreğinin sesi daim olsun dilerim
Karaqulle
Karaqulle, @karaqulle
3.1.2013 11:02:18
5 puan verdi
Yüreğinize kaleminize sağlık üğstadım fevkaledenin fevkinde bir şiirdi

kaleminiz daim herşey gönlünüzce olsun.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş, @seher-yelis-zerrinaktas
2.1.2013 16:53:45
5 puan verdi
Allah'ım bir an önce ıslah etsin diyorum bende.

Buna benzer bir olayı Kurban bayramında evlerinin yakınında ki camiye bayram namazını kılmak için giden damadımında başına geldi. Caminin İmamından alevileri kötüleyen sözleri duyduğunda tepki verip karşı koyarak camiyi terk etmişti. Ne yazık ki ülkenin başında ki kişi muhalefetteki partinin başkanını alevi diyerek küçümsemeye çalışırsa, imam hatip okullarındanda ancak bu kadar cahil imamlar çıkar. ( Damadım alevi değildir. Ama her şeyden önce insandır.)

Hocam şimdi, dini kendi menfaatlerin gereği kullanmak revaçta. İşine gelen günah, gelmeyen günah değil.

Yüreğinize sağlık. Saygılarımla...

Seher_Yeli S.ZerrinAktaş tarafından 1/2/2013 4:54:26 PM zamanında düzenlenmiştir.
ALMILA KARGÜLÜ
ALMILA KARGÜLÜ, @almila-kargulu2
2.1.2013 16:32:01
Bu şiiri teknik açıdan ele almayacağım. Zira hece teknikleri açısından çokşey söylemek icap edecek.

Ele alınan konu aslında güzel bir konu.
Aslında ne yalan söyleyim şiirden ziyade sayfadaki hikaye daha çok dikkatimi çekti.
Çok önemli birdurum ele alınmış.
Özellikle şu kısım en manidar bulduğum yer.
"“Yunus Emre ve O’nun yolundan gidenler bu topraklarda asırlardan beri Müslümanları birleştirmek için mücadele ettiler. Siz ve sizin gibiler ise Müslümanlar bölmek için kürsüleri kullanıyorsunuz. "

Şimdi ana fikri bun olan bir yazının altına, yazılan şiirde de aynı hali gördüm gibi.
Şiir tartışmaya ve yukarıdaki paragrafı haklı çıkarmaya öyel müsait ki!
Bu şiiri yazarken neye öncelik verildi onu pek anlamadım.
Özellikle son kıtada yapılan vurgular bana bunu düşündürdü.
Ülkemizde ayrıştırmacılığın en kolay mezhep yönünde yapıldıüını ele alırsak ikikere dikkat şart.

Ben sadece şunu ifade edeceğim:
Allah bize din olarak islamı verdi
Kitap olarak Kur'an ı verdi.
Bizim rehberimiz de Hz.Muhammed Mustafa (SAV) dir.
keşke şiirde esas bu minvalde olabilseydi.
Bunun dışındaki işaretlere dikkat lütfen.

Belki şiirinizin son kıtasını tam olarak anlayamamış da olabilirim.
Bu da şunu gösterir:
Demek ki son kıta yanlış anlaşılmalara müsaittir.

O zaman belki daha anlaşılır olması yönünde dileğimi sunarım.
selam ve saygımla...



KargülüALMILA tarafından 1/2/2013 4:38:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL