28
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
2018
Okunma
Kitaplarımı bir kenara fırlattım
Kağıt, kaleme uzak
Hiç yok okuyasım, yazasım.
Duygusuz ve kurgusuz günlerin kucağında
Deşmekten ve dehşetten ırak
-ki dehşetli severdim yaralarımı deşip deşip kanatmayı
Ağlak kurgular eşliğinde-
Göl sakinliği yaşıyorum.
Yaşıyor muyum?
Yaşıyormuşum
Görünmez olduğumu sanıp yürürken yolun ortasından
Kornaya basan kızgın şoförün gözlerinde gördüm
Ve ellerinde- havaya kalkan-
Hiç tepkisiz devam ettim biliyor musun
Köyümün patika yollarında yürürkenki çocukluğum tuttu elimden
Diken aralarına girip çilek topladık –bildiğiniz böğürtlen-
Dilimizde zamanın güncel şarkılarından kupleler
Çakıl taşı seğirttik dereye –benimki hep yakına düştü-
Ve asıldık ağaç dallarına
Kah Tarzan olduk, kah jane.
Yol kenarındaki mor çiçeklerden oje yaptık gizli sığınağımızda
Çıkarmaya çalıştık telaşla sonra –babam görmeden-
En son annem çağırıyordu: akşam oldu, hadi gelin!
Sofra bezini örttük dizlerimize.dedin ki:
-sana yer yok.haydi git!
Kovuldum çocukluğumdan.
Yolda yürüyordum işte.
Tek başıma.
Kaldırımdan biri geçiyordu telaşlı
Yüzüme baktı
Yüzüne baktım
‘’hayır tanışmıyoruz’’ dedik aynı anda
Yüzümüz n e d e n kızarmadı?
5.0
100% (24)