2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1935
Okunma

Ne bir itidal ne de bir pişmanlık halin var
höşçakalında
sen, ökçesiz meydanlarda kaldırımlara
düşen düztaban ağrısı
yazıver, gözlerine takılan çocuksu gülüşlerini.
Sokak lambaları düştükçe geceye, faytonlar geçer
ne zaman senden söz etsem, gözlerim yanlışa kayar
gönül şifresine dokun ellerin ellerime değsin hele,
dele dele karanlığı.
Bu yol Yunus’a çıkar, kemiren kimliğinde
bu kenti ayaklandıran Kerem ile Aslı’nın aşkıydı
hep eskidim gizlendiğim kör kuyularda
devrimcidir içimdeki sokaklar
hep menzillerde dövüştüm, sen yoktun
anlamalıydın, günahsız suçlardan yargılandığımı
bu savaşım, Hiroşima’ya atılan atom çekirdeği değil,
yüreğimi yüreğinde sınadığım bir gönül yarasıdır.
Bıraktım,
eski sevdaları ucuza kapatmayı
söyle, çok mu acemiyim bu figüranlarda?
günahkâr imgelerim kabardı, vurgun yedim sayende
sevdiğim şarkı değilsin artık taş plaklarda
sen olsan da olmasan da, vurdum ellerimi kederlerime
bir kadeh şarap içtim, gülün yaprağına yazdım adını
kimse bilmez, hâlâ senin için ağladığımı...
Nuri Dağdelen
Özdere- İzmir
20/12/2012
Saat.20.40
5.0
100% (3)