0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1207
Okunma

...
aşk çölünün sürgününde,
kavrulmuşken biçare yüreğim,
su diye,
selamının nemine bile hasretken,
bağrımın kör yangınları geçer miydi...
sus oldun...
dinle sevgili!!!
derbeder yarınlarım umutsuzca debelenirken
s/ensiz ömürlere,
can çekişirken lisanı aşkım
kefeni biçilmemiş küflü yitiklerde,
kifayetsiz cümlelerdeyim şimdi...
yine de ah etmem...
pustum;
s/us oldum...
amma velakin!...
alev olup yutarken nicesini karasevdanın nefesi
senide yakmaz mı sanırsın ey yar!...
gün ola harman ola...
sustum!...
’’ateş kanatmaz ; yakar’’!...
bir bilene sor dediler...
ve,
dedi ki bilenler:
gül dikeniyle deş yaralarını , kanasın;
aksın kurusun.
budur derdinin ilacı...
gül dikeni işlemez ki sancılarıma; bilmezler...
bakışlarının hançerini sapladım;
yetmedi!...
sözlerini mızrak ettim; deldi geçti de,
bitmedi!...
inadımın kahrolası aleviyle yaktım bendeki seni;
sonsuz sevdamı yaktım..
kül oldum savruldum s/onsuz gizlere,
ve,
bildim ki,
ben bir Anka kuşuyumdur aslında...
sancılı da olsa doğuşlarım;
geçmişimin tırnakları acıtsa da canımı;
yeniden var olma zamanıdır bugün...
belki farksız,
belki bahtsız yarınlara...
VE ŞİMDİ...
bitirdim esaretimi...
köhnemiş filikaların,
küflü prangasındaki sevdalıklar bitti...
artık,
orsa alabanda;
pupa yelken gitmek zamanı...
K/afta ki Anka misali...
’’s e l â / m olsun UMARSIZLARA’’!...
Okaliptus_
5.0
100% (4)