bitkin ve çok yorgunum
yılların hatıralarını asıpta gidiyorum
çilekeş bir ömrü tüketiyorum
kahırlı hayatın çıkmaz sokaklarında
adresi kayıp evimi arıyorum
adı unutulmuş hayalet şehirlerde korku
gecelerin sakladığı yarasaların çığırtkanlıkları
sessizliğin ardında saklı umutsuz düşler...


yok olup giden benliğin aynalarda parçalanışı
yalan dünyanın çirkef suratları
haksızlığa mahkum sevdalı yüreklerin sızısı
bakışlara mıhlanmış öfkelerde kanlı yaş
aşka susamışlığın tanklarla ezilişi
misket bombalarında kol ve bacakları yitik çocuk
uçurtmalar rüzgarsız!..


hiç gülmeyecek mi baht-ı kara analar
hep selalar mı duyulacak ikindi ezanlarında
hani nerede Allah, din, peygamber aşkı
hücrelerde soldurulan çiçeklerin dirilişi olmayacak mı
üç-beş soytarı iblisin şövalyelik ünvanı ne için
siyon madalyası neden takıldı boynuna
haramı gölgeleyen adam tevrat’ta gizlenir
gözlerime çekildi kızgın mil
derin uykulardayım!..


kaybolup giden topraklarım
dağlarım, ovalarım, köylerim, şehirlerim
akarsularım, nehirlerim, denizlerim çalındı
fırlatmaların ceplerinde kimin çerezleri
namert ayağı değdirilmeyen yurdum ne oldu sana
aşklarında destanlar yazılan İstanbul’um
sen bana yabancı, ben sana yabancı
caddelerinde, sokaklarında benim türkülerim söylenmiyor
o doyumsuz sarkıların bile zehirlendi
dubleler kırık, meyler zıkkım
keyifler ateş hattında can çekişir!..


şol ırmakların kurutuldu bir bir
asaletli akan pınarlarından irinler akıyor
karabulutlar ardına gizlenmiş zebaniler dikizliyor
güneşin, ay’ın, yıldızların bile hayırsız
her karışına fitnelik ekildi
dört bir yanından fışkırdı boynuzlu ihanetler
en tependen, en tabanına kalleşlikler örüldü
vuruldu koç yiğitlerin
toprak oldu Önkuzu’ların, Sazak’ların, Muhsin’lerin, erlerin
askerlerin, polislerin resmi elllerde katledildi
sustum, sustuk, susturulduk!..


daha ne kadar sürecek bu gaflet
cehennemin azabı hala yakmadı mı tenini
açılmayacak mı cennetin kapısı
ağuşunu açmış peygamberin beklerken seni
sen hala Firavunları iman ehli sanıp yanarsın aşkla
Türk’e düşman imansız gönüllere aldanırsın
bilmezsin ki ’minareler süngümüz’ diyenler küffar ehli


ceddin üç kıtada islam halifesi iken gururluydun
başın dik, bakışların kurt, kaşların çatık
İlah-i Kelimatullah aşkınla cepheden cepheye koşardın
Yemen’de, Hicaz’lda, Balkan’larda, Afrika’da sancak açardın
atlarının geçtiği yerlerden asalet fışkırırdı
Gök Tengri’nin kılıcı, eri idin
uçsuz, bucaksız yurtlar senindi ey Türk!..


tarihini, kültürünü, töreni unuttun
Bilge Kağan’ını, Tonyukuk atanı dinlemedin
nedense bir Gürcü dönmesinin peşine takılıp gittin
yok olacaksın uyanışın, silkinişin olmazsa
hilaline haç takılacak
adın, sanın, şanın batırılacak
haydi kalk, yürü, mukaddes ihtilali başlat
tez elden düşmanı dört koldan kuşat!..


Zafer Direniş
...

16 Aralık 2012 Pazar 01.42 Lahey