36
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
2079
Okunma

İki bin on iki yıl on iki ay gün ne özel
Değişen yok okurum ben hala durmaz da gazel
Tufanın yıktığı ruhum, hala savruk yürürüm
Maviler çokta uzak, Bursa da yağmur üşürüm
Umudum kaf dağının ardı, ulaşmam! Ölürüm
Yüreğim korlu ateş küllenemez hiç görürüm
Gidelim taksi çınar var ya büyük çok kocaman
Yolu bilmem kısa yerden gidelim. Durma aman
Dalı üryan, kökü sağlam, ulu! görsen bu çınar
Aralık ay, yeşerir gelse bahar, değme nazar
Be çınar şimdi özendim sana, az kaldı bahar
Bana bak! saçları ak, mevsimi kış yok da ayar
Çayı içtim de yolum çok da uzun taksi çabuk
Atladım çek “Deli Ayten’e “ bakar çok da abuk
-Ne bakarsın
-Öldü çoktan
-Bilirim var anıtı
Şaşırır abla ne iştir, susarım yok yanıtı
Hayatın son demi, gök kurşun ve kederli günüm
Savaşım bitti ki ayyaş naralar attı, külüm
Ve güneştim ısıtan, elleri boğdu, ne yazık
“Maviler öldü” yaşar ben hala kaşlar da çatık
Yıka sen elleri aksın kiri, ersin ya arın
Uçuşan külle doğan, anka değilsin! Bu ayın
Ne güzelsin! Deli Ayten
Yüreğin sevgi dolu
Bilmesin sevda senin sen yaşadın bil ekolu
Hasanın önce gider sonra ölür sense deli
Sorarım şimdi gülenler sana onlar mı veli
Hadi çal cümbüşü de raks edelim hep coşalım
Biliriz gülmeyi hey Bursa katıl oynayalım
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
5.0
100% (34)