18
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
2850
Okunma

...
küçüktüm
dünyamda küçücüktü
sanırdım ki bütün evlerin pencereleri küpeli çiçeği
ve aynı bahçelere açılır kapı sürgüleri
büyürken ellerim
anladım sadece gökyüzünden kaymadığını yıldızların
ve aslında ne kadar hatıra koktuğunu
sandıklarda uykuya yatırılmış lavantaların
babamın gömleğindeki terin emekten geçtiğini
hatta güneşin koltuk altlarından doğduğunu
mesela annemin kanatlarını gözyaşlarında saklayan
melek olduğunu…her anne gibi
büyüdükçe irileşip, gözbebeklerim
gördüklerini süpürmek isteyen çalı süpürgesi gibi
karardı kirpiklerim
tozundan barutun
hastanedeki Samed’in yırtık ve çamurlu papuçlarından
utandı gözlerim
o saklamak isterken ayaklarını
...
şaklabanından, üç kağıtçısından
tacizcisinden, katillerinden, bombacısından
çok bilmişinden, ukalasından
nefret ediyorum, lanet okuyorum( ulan!)
bir de geldiği yeri çok çabuk unutan
…maskeli, pudriyerli bostan korkuluklarından
şimdi sorsam
hepiniz Buckhingam sarayından geldiniz
aman ne de asilsiniz
keşke yeniden küçülsem
vişne bahçesinin içindeki o eve gizlensem
çocuklara açılsa pencereleri
koştursa çimlerde
esmeri
beyazı
zencisi
e l e l e
bölüşsem annemi babamı
kardeşlerimi
ve inse gökten m u c i z e l e r i n kanatlarında
şehadet melekleri
Tanrım merhametten b/aşka herşeyi s u s t u r
doksan dokuz adınla yalvarıyorum
... ol de
ol de ne olur…
de_soulmate
Yorumsuz Lütfen