Sağolasın Hemşehrim. Gönül dolusu muhabbetler.. Selâmlar...

Bayram Ali Hocam,
Muhaceret eskiye dayanıyor. Ammâ biz çok kısa bir kısmını bilebiliyoruz. Ortaasyadan beri olan değişimi net olarak bilmemiz mümkün değil. Şu ân sahip olduğumuz bilgiler;tarihte 93 harbi diye adlandırılan Osmanlı Rus savaşları sırasındaki Balkan tehcirinden sonrasında Anadolu'ya gelen dedelerimiz ve onların beraberinde gelenler ile ilgili kısa kısa bilgiler. Bunları da devletin arşivlerinden bire bir elde etmemiz mümkün değil. Çoğu dededen toruna aktarılan bilgilerin kırıntıları. Biz gene de biliyoruz ki Türk ve Müslümanız. Elhamdülillâh. Bunu bilmek bir ayrı huzur vesîlesi.
Selâm ve dua ile ..

Emrullah Hocam,
İlginize teşekkür ediyorum.

Şecere konusuna gelince;
Bu şiiri yayınladıktan sonra bir başka bilgi kırıntısına daha ulaştım amma artık şiir üzerinde değişiklik yapmanın zamanı geçti herhalde. Çünkü bu şiir ile bir belge vücude getirmiş olduk. Belgenin değiştirilmesi doğru olmaz herhalde.
Bilgi kırıntısı dediğim husus ise şöyle:

Ceddimizin Anadolu'dan Rumeli'ye hareketinde bizim dedelerimizin Karaman Bölgesinden toplandığı doğru ama, Yusuf Hoca Dedemizin aslen Çal Kariyesinden Karaman'a, oradan da Osmanoğullarına iltihik ile Rumeline gittiği şeklinde bir bilgilendirme yapıldı. Bu da bizim sülâleden birinin araştırması imiş. Dayanak olarak da en son benim de 13 yaşıma kadar yaşamış olan babamın amcası Kütükçü Ahmet Hoca'nın sözleri. O demişki: Bizim sülâle ilmiye sınıfından orduya katılmış ve vardıkları yerde de tekke,sonraları medrese açarak ilmiye sınıfında hem dine hem devlete hizmetlerini sürdürmüşler. 93 harbi sırasında Balkanlardan sökülürken de atalarımız Çal kariyesinden gelmişler, biz de Çal kariyesine gitmek istiyoruz diye devlete müracaat etmişler. Öylelikle Çal kariyesine gelip iskân edilmişler. Yâni, 550 sene sonra Anadolu'dan çıktıkları yere dönmüşler.
Şimdi ben bu şiir üzerinde değişiklik yapmaya kalkışsam, bunu becermem oldukça zor bir iş amma ilerde deneyeceğim. Çünkü bilginin doğrusunu şecere olarak kayıt etmek gerek.

Niyet hayır, âkıbet hayır ola...

Selâm ve dua ile..

O yıllarda yangınlar çok olmuş. Bizim de Çal Hükûmet Konağı yanmış. Resmî kayıtlara mahallî kaynaklardan ulaşılmıyor. Ben akrabaları sorgulayarak iz sürdüm ve 130 sene aradan sonra dedelerimin geldiği köyde kalan sülâlemin fertleri ile telefon irtibatı kurdum. Kendim de dünya gözü ile görebilmeyi ümit ediyorum. İnşaallah ziyaret edip yüzyüze görüşmek de nasip olur.
Sana da kolaylık diliyorum Ramazan Kardeşim.
Selâmetle..

Kendi soyumuzu-sopumuzu araştırmak ve kendi neslimize bırakmak istedik..
İlginize teşekkür ediyor, muhabbetle selâmlıyorum.

Yaşadığımız göçler çok eski değil. Bizim ömrümüze de sığan bu göç dalgasını 1980'lerde yaşadık. 1970 lerde yaşadık. Oradan gelen kan kardeşlerimiz, akrabalarımız Anadolu'nun çeşitli yerlerine dağıldı. Akrabalarını buldular. Kaynaştılar, Yeni bir hayata başladılar. Balkanlarda kalanlar ise çeşitli zorluklara rağmen hayatlarını sürdürüyorlar. Onlar bizim milletimizin mühürleridir. Oralardan mühürlerimiz silinmeyecektir. İnancımız buludr. Gün gelecek, gerçekten basiret sahibi ve kendi gücünü bilen yöneticiler elinde tüm dünyada Türk Birliği sağlanacaktır. Ben buna inanıyorum. Allah C.C. milletimiz hakkında hayırlı olanı versiin..
Selâm ve saygılar sunuyorum Ziya Bey Kardeşim.

Tarih, yapanlar tarafından yazılmadıkça doğrusu öğretilemez. Bizler, tarihimizi yabancıların yazdıklarından alarak çocuklarımıza öğretiyoruz. Kendi yaşadıklarımızı kendi kalemimizle yazmıyoruz ve neticede bugünkü başıbozukluk ortaya çıkıyor. Eğer tarihimiz doğru öğretilseydi, öyle sanıyorum ki bugün yaşadığımız törür belâsı başımıza musallat olmazdı.
Halvani Bey Kardeşim,
Kökümüzü biliyoruz, amma, dallarımızın nereye kadar uzanabileceğinden endişeliyiz.
Sonumuz hayrola..

Selâmet diliyorum.