2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1168
Okunma

"En zamansız zamanların an’ıyım
Üstüm başım perişan
Bir çöl şahanıyım
Lâ desem inkar olur
Var desem ab-ı hayat
Ey! zülfünde bin keder taşıyan melek
Nefsinde hayatı döven dibek
Didende sevdaya bir ah yokmudur
Enkazlara inat kalkarsın ayağa
Anka Kuşu misali
Miladı dolmamış bir çileye gülümseyerek
İnlerken her kelime gönül tellerinde
Ney iniltisi gibi yazılır şiirler
Ağırlığından ezilerek
En güzel eserler pişer o yangın yeri yürekte"
Bu mısralar ile başlamıştı her şey
Ne acı değil mi?
Senden bana kalan
Söylenmesi yasaklanmış
Bir kaç esrik cümle şimdilerde
Ne sen Mecun oldun
Ne de ben olabildim Leyla
Yitirdik yolumuzu Mevlaya giden yolda
Ben yazmadım bu kaderi
Sana yalan sözcüklerle varmadım
Canım derken canımdaydım
Seviyorum derken kanımdaydım
Özlüyorum derken uzaktaydın
Ben acı çekerken... sen!
Başka aşkların koynundaydın.
Yanan ben oldum, aldanan ben
Bekleyendim sen çekip giderken
Sebepsiz düşmedi tek bir damla yaş
Fırtına oldun estin hayatımdan
Şimşektin yaktın, yıktın, acımadan
Bulut oldun en karasından
Hüzün hüzün yağdın gözlerimden
Sürüklerken beni sellerin en şiddetlisi
Bıraktın ellerimi, koptun yüreğimden
Ben istemedim bu ayrılığı..ben istemedim bu kaderi.
Dil-ruba 30 Kasım 2012 /10:10
5.0
100% (3)