1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1308
Okunma

Ah eskinin iklimleri.....Sert bir kıştı, olması gerektiği gibi,giyerdik modası geçmiş giysileri. Sıcaktı yazlar, yakması gerektiği gibi, akıtırdık berrak terleri. Ara sıra gönüllere ferah rüzgarlar eserdi.....Barışıktı bizle dut dolu ağaçlar ,kurbanlık koyunlar,bol hasatlı tarlalar,beyaz tebeşirli okullar...Barışıktı seslerle,yeşiller , iklimlerle ekinler,güneşle deniz,bayramlarla bayraklar...Sen kavgada,ben kavgada,her şeyde savaş...
Gün dişlerini göstererek doğdu ufuktan
Eşitsizlik sıktı üstümüze öldük o an.
Karanlık yüzleri sevinçle parladı ayların
Aydınlıklar dondu kutup ayazında.
Geceden kalan küller örttü dağları
Etraf isli,etraf kuru özlem koktu.
Tarihin bir oyunu bu, talihin körü..
Yine bastı tazyikli suyunu zaman
Arıtamadı yüreklere kazınmışları
Masumdu düşüncem,kutsaldı ülküm,
Ölene dek takacağım yuz görümlüğüm.
Pastırma yazı kokuttu havayı
Kiremit renkleri alay etti
Yelpazemdeki renklerle...
Eskinin ekimleri yavaşça terketti
Şimdinin iklimi sıcak, acımasız
Eritti bütün sevgileri...
Bakınca uzaklardan çıkan toza buluta,
Elimdeki tohumları sıkıca tutuyorum
Savuracağım toprak olursa tavında .
Kargalar simsiyah,orda,burda
Daha dün bir sürü vurduydum
Korkutamaz beni hiç bir korkuluğum.
Başak sarısıydı yürekler, bereketli
Harman edilip sevgiye bulanırdi hep
Dört mevsim bulunulabilen hakkaniyetti
Daha yer var diye el ederek çağırdı.
İçine barışı sığdıramadığım dünya
Oyun oynayacak benle güya.
Sonlarda hep bir ışık parlar,
Çıkarır dehlizlerinden karanlığın
Geri verir aldıklarını zaman
Say ki bir oratoryo yazdı rüzgar
Süpürür faydasız ekini,orkestra yaman...
5.0
100% (2)