İç çekişlerimde dökülürdü umutlarım,
Göz yumuşlarımda hayallerim...
Kadehlerle dudağıma sürdüğüm sevdalar
Sigara izmaritleri ile sönerdi,
Ve ben emanet bir ömrün yitik yanıydım sanki…
Senden önce…

Yırtık ayakkabılı yüreğim,
Koşardı gerçek sandığı gölgelerin ardından..
Ve hep dar gelirdi aşkıma giydirdiğim gömlekler..
Dertler hep uzun metrajlı,
Mutluluklar kısa film tadındaydı,
Senden önce…

Yağmurlar hep nisan yağmuruydu,
Ama ardından da bahar yerine zemheri ayazları gelirdi..
Aşk haritam hep balkanların alçak basıncı altında kalırdı..
Hayır, hayır aşkımın üzerine bir başka yar rüzgârı estirmezdim,
Ancak hep hayat kancık yanı ile gelirdi,
Senden önce….

Sonra….
Sen geldin…..
Hangi baharın yeşilinden geldin,
Hangi umudun koyu mavisiydin,
Ve hangi mutluluğun gelinlik beyazıydın,
Sen….

Çaresizliğimin çaresi,
Ömrümün ilk sabah güneşi,
Yürek telimin tezenesi,
Aşkımın çınarı…
Yıllar sonra aşkı buldum,
Bulduğum yerde,
Yani sende kaldım…..
Ben sana aşk ile geldim,
Sen aşkınla hoş geldin……
Hoş geldin……….