17
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
1664
Okunma

olağan bir gün,durmadan yağmur yağıyor
bu olağanlık bozuyor bizi
çıkamıyoruz gölgemizden
gölgemiz ağır
battal bir çamurda ayaklarımız
kendi batağının içinde
çamur sağır
öyle kapalı gökyüzü, yağ yağ bitmiyor
yine şehit anneleri kucaklıyor yavrularının fotoğrafını
ağızlar bükülüyor bir yana,dik duruluyor yine de
boş boş konuşuyor kimileri
gölgeleri ayaklarının altında ağır
günün bütün maviliği bir çocuk ağlaması
kaç kez yüz değiştiriyorum gün içinde
aynı gökte dönüp duran kuşlarla
onlar kuşbakışı seyrediyor güz yapraklarını
üstünde yürüyorum
çınar yaprağı topluyor kadınlar parktan
kireçli dizlerine
dizilerinin içinde kaybolup gidiyor annem
kapısını her açtığımda başka hayat öyküleri
eski günleri anıyor aralarda
babam gitti, şikâyetler gitmedi
ne zil çalardı etekleri
bir yanda inekler, bir yanda bebeler, bağ-bahçe işleri
hangi arada bakılırdı çocuklar
zaman bulursa ağlardı, arkamızdan koşardı
zamanı yoktu ki kendini düşünsün
konu komşuyla sokak arasında el işi yapar
en çokta bizi anardı
hiç büyümezdik, büyümedik gözünde
bütün anneler gibi öyle sıradan, olağandı
böyle sanardık bütün anneler
dizi dibinde isterdi çocuklarını
hava soğuk,kasım, ayazı Ankara’nın olağan
gölgem kalksın, beni de kaldırsın ayakaltından
olağanüstü bir şeyler olsun, şarkı söyleyeyim sevinçle
sevgiyle kızarsın yüzüm, güneşli öyle
sırtıma dokunsun bir el, sıçrayarak bakayım
dostun merhabası ısıtsın ellerimi
18. 11.2012 / Nazik Gülünay