7
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1224
Okunma
Varsın konmasın kelebekler
Kalbimin sokağına.
Ben yıllar önce yitirdim güneşimi
Kaç yıldır gülmüyor güneşin yüzü.
Oysa ne çok isterdim gemiler sensiz gitsin
Beklenmedik bir fırtına gibi geldin
Vurdun en zayıf yerimden.
Şimdi de bir heyelan gibi alıp götürüyorsun her şeyi.
Söyler misin? yazmasaydım adına şiirler
Kim tanırdı seni?
Kim tanırdı gözlerini?
Kolay değil elbet gülüp geçmek her şeye,
Kolay değil elbet yeniden kurmak yıkılan hayalleri.
Madem bırakıyorsun yangının orta yerinde ellerimi,
Ben içerim ayrılığı. Düşünme beni.
İçimde kırılsa da aynalar .
Nasıl olsa mevcüttur sol yanımda deliller.
Git haydı ağlatmak reva ise bu şiiri
Madem bir tutuyorsun kendini martılarla
Git haydı
Ama sanma ki sen gidince zaman duracak
Sanma ki çaresizlik bir bana özgü
Bir gün sen de yalnız kalırsın
Bir gün sen de daralırsın
İşte o zaman bilemeyeceksin nasıl aşılır pişmanlık dağları
Ben yepyeni hüzünlerin beşiğine uzanırken
Sen şehrin solgun mezarlarına gömüleceksin
Muradını ararken karanlık şafaklarda
Git haydi
Gitmek aydınlatacaksa yüzünü
Madem kaptırdın karanlıklara uzanan ellerimi
Git. Ama sakın aklından çıkarma
İçinde çok çocuklar ölecek yakın zamanda
Ve unutma uzaklık yakar kavurur seni
Sanma ki yağmur olur yüreğim,
Akar gözlerimden
Git haydi
Sana en çok gitmek yakışıyor
Unutma, ardında bıraktığın sonbahar ise
Her giden, dalından düşen bir yapraktır
………………………………………………
……………………………………………….
Şimdi ben sığınırken göğün limanına
Batacak kayalara çarpan güneş
Ve kapanacak gözlerim Cezayir menekşeleri gibi
5.0
100% (6)