1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1384
Okunma

Martıların kanadında
Sarayburnu açığında,
Demir atmış sulara
Bir boğaz sefasında
Yüksek bir kayada
Bir gelin ağlar,
Karnı burnunda...
Onunla döküldü
Kelimeler mısralara,
Yolun başında
kaptırdım kendimi
Dolandım yedi tepeyi bir anda
Her tepede bir başka hava
Beykoz cevizinden başladım
Kaymakdonduranda verdim mola,
yalan oldu dünya
Kanatlandım öbür yana
Anadoluhisarı ihtişamıyla
Dikildi karşıma,
Yeni sevdalanmış bir genç gibi
Gözlerim büyülendi
Omuzundaki saçlara,
Gölgesi vurdu
Urumeliden alnıma,
Güneş geçmiş taa batı yana
Koştum hemen Çengelden,
Yukarı bayıra
soluksuz vardım
İncir ağacı altına
Topladım incirleri
İndim Çınaraltına,
Çaycı Yücel yetişti imdadıma
Yeni demlenmiş çayı
Tutuşturdu avucuma!....
İstanbul sevdam
Olmaz mı bir başka?
Güneş hüzünlenince
Dalgalar kalkar şaha
Çılgındır onurludur
Bir araya gelmez iki yaka,
Gömlek değil ki iliklensin...
Bir yan Avrupa
Öbür yan Asya
Yanmaz mı sevdam
İstanbul’a!.....
20.04.2006
23.40-24.10
Çengelköy/iST
EROL KEKEÇ
5.0
100% (1)