38
Yorum
35
Beğeni
5,0
Puan
2662
Okunma

Eylül gibi vurulur devrilir hayâllerim
Yollarımda boğulur güneşin solgun yüzü
Kurumuş çöle döner hasbahçede güllerim
Umutlarım budanır yana düşer ellerim
Gecenin saçlarında gölgeler örselenir
Sende tükenen zaman hafızamda elenir
Bir fener ışığında arar oldum gündüzü
Ben gündüze hasretim gece bana dilenir
Zulmetin en zalimi sensizlikmiş anladım
Dağda ardıç ağacı, yalnızlık benim adım
Zifiri bir sancıda karaladım son cüzü
Gözlerinin ucunda ben hayatı sonladım
Vakit gece yarısı saatler tuzaklarda
Kim bilir neredesin kaç menzil uzaklarda
Görmez oldu gözlerim ne baharı, ne güzü
Fersiz bir lamba gibi tüterim sokaklarda
Uzaklık perde perde çekilir gözlerime
Hasretin hece hece yazılır sözlerime
Sen benim dolunayım gönlümün ürkek kızı
Sevdanı kement diye dolarım dizlerime
Bakışlarım puslanır her yanı sarar feryat
Gönlümün yangınında çekilir mi bu hayat
Aralansın perdeler yol versin şu gökyüzü
Burçlara yükseleyim yüreğinde kat be kat
Kaderin yazgısını yaşıyorum an be an
Verem oldu duygular çekilmesi çok yaman
İçimin ateşinden aydınlanır yeryüzü
Bense sisler içinde kaldım böyle körduman
Yağlı urganlar getir kurulsun darağacı
At boynuma ilmeği, bitsin artık bu acı
Ne yapsam da çaresiz bitmez oldu bu sızı
Bir âşık daha ölsün silinsin soyağacı
Ben ki mecnun sayıldım, kendimce Padişahtım
Nereden bilecektim neymiş nasılmış bahtım
Artık şöhret neyime bıraktım kırdım sazı
Bir güzelin uğruna yıkıldı pâyitahtım
05 Aralık 2009/ Ankara
Aşkın Ummanı/Ahmet EROĞLU®
5.0
100% (39)