1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2338
Okunma

Peyas dedi durdum düşündüm
Çocukluğum,gençliğim
Heyhat,gittimi geri gelmiyor
Kaçtımı dönmüyor
Peyas dedi durdum düşündüm
Özlemlerim,sevdalarım
Eyvah gençliğim,umutlarım
Peyas dedi durdum düşündüm
Kapıda ki sütçü kadın
Koşuşan karabaş,özgürce uçan Boran
Bende anlamadım
Nerden çıktı bu Peyas?
Yıllardır unutmuştum
Peyas dedi durdum düşündüm
Yalın ayak çocuklar
Su birikintisi,çamur,kurbağalar
Ve alabildiğince uzanan toprak yol
Nerde bu çocukluğum?
Kınalı kuzu,tüten tandır
Gittimi gelmiyor işte
Ah peyas güzel Peyas
Yüreğime saplandın yine hançer gibi
Gece gece
Peyas dedi durdum düşündüm
Tezek kokusu,yağan yağmur,lastik ayakkabı
Ah gençliğim,ah tüten baca gibi yüreğim
Peyas güzel Peyas
Yıldız dolu gökyüzün ışıl ışıl
Nasıl hasretim sana
Nerde o güzel günler
Gittimi geri gelmiyor
Peyas dedi durdum düşündüm
Akıl tutulması sanki
Bir kelime o da beş harfli
O kadar derin o kadar manalı
Hatırladım işte
Sen çocukluğumun
Sen gençliğimin
Sen özlem dolu,sevgi dolu
Günlerimin,gecelerimin adı
Heyhat gitti gençliğim
Peyas dedi durdum düşündüm
Neden unutturdular seni?
Kim,kimler bunlar?
Ne istediler senden?
Nasıl kıydılar sana?
Ey Peyas,güzel Peyas
Artık tanıyamıyorum seni
Ne sütçü kadın kaldı
Ne tandır,ne tezek kaldı
Ne sevda yürekli çocuklar
Ne kerpiç damlar kaldı
Ne de delice koşan Tazı
Ey Peyas ,güzel Peyas
Sevdalı Peyas
Şimdi gözümde
Gökyüzüne dikilmiş beton yığınsın
Soğuksun buz gibi
Kapkara duvarlar gibi
Ne sıcaklığın var artık
Ne o sevgi dolu,özlem dolu yürekler
Nede o yıldızlar kaldı gökyüzünde
Hepsi birer birer kaydı gitti
Tıpkı PEYAS’ın ayak sesleri gibi....
10 Ekim 2012
Ecz. İrfan Rıza YAZICIOĞLU