0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2338
Okunma
Ne güzel raksediyor gözlerinin ahengi
Denize nispet yapar maviye çalan rengi
Ceylan gibi salınır, kalır ardında bengi
Dünyalar üzerinde yoktur bir tane dengi
Annesinin kızı mı, babasının kızı mı?
Gökte Samanyolu’nun sönmeyen yıldızı mı?
Beyaz ipek şalı mı, salkım söğüt dalı mı?
Sevgi akar dilinden, yoksa Anzer balı mı?
Serçe kuşuna benzer yumuşak minik kalbi
Bıraksa uçuşacak kelebek gibi sanki
Takdire şayan olur bu asil özelliği
Allah övmüş yaratmış ondaki güzelliği
Dökülür omuzundan altın sarı saçları
Görene ah çektirir, kalem gibi kaşları
Güneş gibi parıldar, alev saçar gözleri
Hüznü siler süpürür, gamzeli gülüşleri
İstanbul Prensesi, gözümüzün nurudur
Umutlara güvence, ufuklara yolcudur
Kabataş’ın Sultan’ı, başımızın tacıdır
O, bizim gözümüzde Kaşıkçı Elması’dır
Bengi: sonsuzluk, ebedi
Kaşıkçı Elması: Topkapı Sarayında bulunan ve paha biçilemeyen elmas