GİYİNELİM HOŞGÖRÜNe olur pas pas ettir sil gönlümden selleri Dağılsın her tarafa yanan aşkın külleri Solacak bahçemizin o güzelim gülleri Vefa örneği verir zahmet çeken elleri Kilitlenen yürekleraşkımızın tutsağı Nedir ki bu kurallar koymuş ona yasağı Bahar düştü gönlüme tatlı güneşim oldun Bol bol oksijen gibi doldun içime doldun Paylaşıma gelince el açık çokta boldun Çıkmaz sokaklarımda hem kanat hem de koldun Kötülük hissedince kilitle kapıları Bırak o eski köyün yıkılsın tabuları Hasret içime akar inan seni sevmişim Adın geçtiği yerde her an seni övmüşüm Sana kem bakanları sözlerimle dövmüşüm Kalbını kıranları gözlerimle kovmuşum Sen ruhumda sürekli közlenen bir alevsin Özleminde hapsolan gözlenen bir alevsin Aşkımın fırtınası dolu gibi yağıyor Gözlerim gözlerini inek gibi sağıyor Bu benim naçız gönlüm içim niçin ağlıyor Mutluluğa uzanan güzel günler sağlıyor, Günümüzü gün edip yaşamağa bakalım Sevginin fidesini aşlamağa bakalım Aşkımın güftesini yıllar önce yazmışım Adını bu gönlüme defalarca kazmışım Mırıldanan sözlerde sarhoş gibi sızmışım Anlaşmazlık çıkınca hep kendime kızmışım Eller ne derse desin işimize bakalım Aşkımızın uğruna meşaleyi yakalım Aşkımızın baharı dönüşmesin hazana Kirli çamaşırları gel atalım kazana Allahım sabır versin düşünmeden azana Üzülmeğe gerek yok kaçıp giden sazana Düğünümüz var diye gelin haber salalım Giyinelim hoşgörü aşka sadık kalalım Hüseyin Kara 07.10.2012 Çayeli |