1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
943
Okunma
suskunluğun
konuşmandandır aslında
suskunluğun
tarih kadar eski,toplum kadar yeni
suskunluğun susmandan değil ya
penceresiz kalmışsındır belki
biriktirdiğin,yağmurlar değildir
nereden bileceklerdi ki
senin gözyaşı biriktirdiğini
yaşamak böyledir işte
anahattını acı çekerken
sen kendini bile öremezsin
şu kötü örümcek sinek avlarken
sen karnını doyuramazsın
ellerinden kayar gider hayatın
elinin altındayken oysaki
bilmediğin veyahut düşünmediğin hiç
bildiğini bildiğidir aslında
doğuştan gelen bu
yaradılışın destanıdır insanoğlunda
unuttuğu bilgi
ölümle noktalanır sonunda
ellerinden kayar gider hayatı
elinin altındayken oysaki
bundandır
uyanışı ise ancak
ölümün uykusuyla başlar fasılalı,kederli
sıkış tepiş yaptığı hayatında
göremediği gene gördüğüdür
herşey bu kadar açıkken
bilebiliyor ve görebiliyorken
ne bekliyorsunuz ey tüm suskun insanoğlu
ağlamaklı olmuyormusunuz kendinizi düşündüğünüzde bazen
o zaman haydi,
yürüyüşün hanımeli çiçeğine doru
adım adım,damar damar yeşermeye
aklınla açmaya
yüreğinle koklamaya
kalanların ardından
rüzgarla çoğalmaya
haydi,
sen olmaya,
ben olmaya
ve sonunda
BİZ olmaya...
kokusu gelir burnuma
geleceğin artçıları
bilemesen de
yüreğini sallar
insan olmaya
varoluşun temellerini atıyorum
yeni yüzyılda
Adem’le Havva olmaya...