7
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1856
Okunma

Parfüm kokan bir aşkın fiyakasıydık
Habersiz gelip geçen bir ömrün izdüşümlerinde
Sevgilerin sessiz çığlıklarını duyduk
Issız bir gecenin sabahında
Ve biz arka sokakların
Yağmurlarında sevdik birbirimizi
Ama aşk uzak çok uzaktı
Leylâ misali aşkları benimsedik
Oysa ne Mecnun ne Kerem
Çare bulmuştu ayrılığa
Kaderimizdeydi…
Kaderi yazabilecek ne gücümüz vardı
Ne kitabımız, ne kalemimiz
Yıkılmakta olan bir köprü misali
Yaşıyorduk aşkı
Koptuk
Ellerimiz ayrıldı önce
Sonra zavallı yorgun kalbimiz
Üzgün değildik
Çare yoktu çünkü
Sevmiştik…
Akşamın derin sessizliğinde
Yitik bir sevda masalı dinledik
Çocuktuk aslında
Ama aşk hep peşimizdeydi
Çünkü biz
Ayrılıkların neferiydik
Ve aşk hep ayrılıkları arardı
İşte
Şimdi gidiyorum
Yüreğimde yaralar büyüye büyüye
Ayaklarımı sürüye sürüye
Arkama bile bakmadan
Gidiyorum
Oysa bu aşkın masalını yazacaktık
İçinde ne sultanlar, ne prensler olacaktı
Bir tutam taze fesleğen kokusu
Birkaç tane karanfil
Deniz kokacaktı her yer
Erken geldi sonbahar
Ve çabuk geçti sıcak yaz günleri
Yağmurlar ılık değil artık
Üşütüyor iliklerime kadar
Göçmen kuşlar misali geçip gittin ömürden
Fesleğenler kurudu saksıda
Deniz kokmuyor hiçbir yer
Ayrılıklar
Ayrılıklar takıldı uçurtmaların kuyruğuna
Dur demedin, gitme demedin
Yarım kaldı masalımız
Oysa biz mutlu biten
Masallarla büyümüştük
İşte şimdi gidiyorum
Sokakları deniz kokan şehirden
Yüreğimdeki yaralar büyüye büyüye
Ayaklarımı sürüye sürüye
Ardıma bile bakmadan
G İ D İ Y O R U M …
5.0
100% (6)