Firarın kırmızı kenti
Bir dal cigara kadar yapraksız
Ve zehirlenen ruh içimin sabahı
Uyanmak istemiyorum sadece insana
Kutsal kitap kokulu yalanlara
İntihara meyilli bir yokuşa serseriyken gözlerim
Bir fidanın yarasıymış büyümek
Kökü yağmura bahar
Toprağın altı teori
Üstü gecekondu bacası kadar masum
Islak dışkı kokuyor oysa ki politika
Çişimin sarısından da vergi alacaklar yakında

Tataakulada aç bir dilberle jiletleşiyorum
Krom duygusallığı bir yana
Memeleri An(a)kara kadar büyükmüş
Hiç otobüse de binmemiş daha
Kokoreç yememiş mesela gecenin karanlığında


Hani şiir deseniz
Tanrıçaya diz çöküp
Bacaklarının arasından merakımı putlaştıracağım
Kıçımın yarısını iade edecekmiş Amerika
Sizde kalabilir
Bizler tek kıçlada oturabiliyoruz bank(a)lara
Sevişebiliyoruz da ayrıca

Köprüyü geçene kadar ayıya dayı ücreti
Camilere giriş ücreti
Hırsızlık vergisi
Dolmuşta ara gazı çekenlere ve salanlara ceza
İçinden geçirene Sevr antlaşması
Dilimi yaladım dudaklarımı ıslattım kesintisi
Akıllı bilezik
Mavi yaka
Beyaz dalavera
Tataakulaya sığınma hakkı

Hani şiir deseniz
Kıvrımlarını özlediğim atlı karınca
Yan komşum ölmüş gecenin yarısında
duymadım
Karşı komşum eşini boynuzlamış
duymadım
Köşebaşındaki marketi patlatmışlar
duymadım
Dişimin yarısını yutmuşum sabah kahvaltısında
hissetmedim
Şehidim gelmiş memleketine
görmedim
Ama Tataakula bir başka
Ruhumun sızısı orası
Vicdanımın s.k.lm.ş yanı
Bakire, insan ısıran Afrika karıncalarını
Kargoyla hediye göndermiş hatun bana
Parayı denkleştirirsem bende
Afyon kaymağı yollayacağım Tataakulaya...