1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
823
Okunma
Elimden daha büyük
kurumuş
sarı yapraklar
hatırlıyorum
Ankara sokaklarında
kasım rüzgarıyla
savrulan...
Birde
araçların kırmızı park lambalarını
hiç unutmuyorum
bana sırt çevirmiş akşam trafiğinde
otel arayışıyla
yürürken…
Yalnızlığı bu kadar
hissetmemiştim
kusursuz aydınlatılmış
caddelerde.
Odamın kapısını açtım.
Çantamı yere bıraktım.
Bir masa lambası
tek kişilik yatak
beyaz çarşaf üzerinde
kahverengi battaniye
dolapta iki askı
küçük televizyon
küçük sabunlar...
Hızla soyunup yatağa girdim
lambayı söndürdüm
rüzgarın zorladığı camdan
Ankara’ya bakarak
televizyon ışığında
bekledim
yalnızlık nöbetini…
5.0
100% (3)