3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
837
Okunma
..
eskimiş toprağın köküne tutunamadık yâr
yedi yıldır ışık sız-madı odamıza
gözbebeğimize sindi fitilsiz yanan idare lâmbasının isi
küf kokusu ekmişti alnımıza nemli s-ev/damın ahşap döşemeleri
bahar soluyan akşamüstleri dahi ruha derman vermedi
hep iki aşk arasında tırnağını kemiriyordu kara bir kedi
ve
karardı sevgi..
hafızaya atılan çentiklerde arıyorduk çözümü
söz kesikleriyle doluydu cemaziyelevvelin düğümü
duygu ocağından düşmüş ı/sıtma aşk mı tercihti yoksa ölüm mü
satmaya kalksam alıcısı çıkarmıydı düş pazarında dünümü
gerçeğimle güz yansıtan aynalar okşardı parçalanmış yüzümü
göğüs kafesine sığmayan kalp çarpıntıları
yıl yağmurlarıyla oluşan asude bir ikindide uyuyor şimdi
öğüt öğüt biçiyor dolgun dudakları sevgi
özlemle tarıyor mısralardan kalem kaşlara düşen perçemi
yorgun bir şiirin son dizesinden
göç alıyor mavi
mülteci bakışlarında çağrısı var tüm renklere
yedi iklim sevgi ülkesine..
hazana kapanmış kanatların
ipek tüylerine saklayıp umudu
uyaklarıyla koşuyorlar ak güvercinler
ve tutunup sevda başlıklarına
bir şairin kalemiyle
gökkuşağından
yükseğe,
yükseklere
çırparak
çırparak
çırparak
........................
kanat
........................
kanat
kanat-arak
mı.?
süzüldüler
mi.?
inanın
bilmiyorum,
çünkü/
herkesin kendi yüreğindeydi ak güvercini...
..
5.0
100% (5)