3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
998
Okunma

asılı kaldı aynalarda kimsenin bilmediği yanım
seni sakladığım zorba zulamda
kendime saklandım
her umudum bir dal cigarada tutsak
her yalan nasırlı bir yara avuçlarımda
her kapı defalarca patlamış suratıma
sordukça sorularım vurulmuş alnından
küsmüş damarıma kan
çekilmiş hayat damarlarımdan
bana güz bile düşman
herkesten önce benm bağımda döker yapraklarını
kıyamam yağmura karışacak diye yaşıma
yaşım ürkek dökülmez yol gözleyen gözlerimden
yapayalnızım
kırıldı kollarım üvey bağırlarda
epey zamandır öksüz kederlerim
kabullenmedikçe zalime yenilmeyi
en acı tokadı ağırladım
ağırdı düşler kaldıramadı rüyalarımı
hiç huzurla uyumadım
en tehlikelisine umudumun
tenha bir asfaltta kıyıldı hunharca
masum çocuk kokusu çabuk söküldü
yağmura aşık avuçlarımdan
her poyraz kanatlarında beni taşıdı
uzun zaman taşlandım
kendime saklandım
yalnızlığı iklim saymış zavallı limanlarda
çatkapı kondu öylece ayrılık soluma
zavallı bir balıkçı kayığı gibi
vuruldu en mülteci zamanlarım
sonra yetim kalan bulutların gölgesinde
acıyı emzirdi tıknefes sevdalar
fırtınaya inat
defalarca adını haykırdı zavallı martılar
bunca yalan içinde tertemiz saklarken aşkını
en tazesinden hayaller kapakladım yokluğuna
bana bakmayan gözlerinin ferine
benli fırtınalar çizdim yıkasın diye yokluğunu
kendime saklandım
yaralarım hayli taze sevgili
gözümde hala vedanla batan o kıymık
düştü düşecek hayat uçurumundan
beni diri yollayacak mahşere
yaşarken çürüten bu zalim ayrılık
GG
...
5.0
100% (6)