1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1802
Okunma
Ben, sensizde yürürüm
Gerek yok; ellerini tutmadan da ayağa kalkarım
Hem aşk dediğin nedir ki!
Ben yüreğime sensizliği kazırım.
Hasretin çilesini sevdama yükler,
Seni sensizliğin koynunda büyütüp
Ayrılığın zehriyle içimde beslerim.
Sen hiç zahmet etme;
Ben, senin yerinede unuturum.
Gidişin öldürmez beni,
Varlığına tutsağım çünkü.
Vurgun vadilerini aşamasam da tek başıma
Saçlarından iki tel koparıp
Anıların maviliğine gömerim...
Hayalini düşleyerek uyurum
Kör kandilli gecelerimde...
Yokluğunla avunmayı bilmesem de
Ben gözlerinin karasında
Hayatımı ipe çekerim, bilirsin beni.
Her şiirimin mısrasında seni ansam da
Yudum yudum seni içsem de,
Bir bardak demli çay niyetine...
Volkan gibi kaynar, yanardağlar gibi köpürür
Kızgın demirleri ciğerime batırıp
Seni, sensizde yaşarım...
Teninin beyaz lekesi kirpiğimde kurumuş
Ve ağaçların gölgesinde,
Ömrümün paralelinde biten bir aşk!
Sonuma razı olsam da
Yüreğim delik deşik kalsam da
Haddimi bilmeyerek seni çok sevdiğim için üzgünüm.
Kurutulmuş güller gibiyim
Buna rağmen;
Ben sensizde yaşarım...
Acımı yalnız yaşar, yalnız ölürüm.
Beni düşünme gülüm
Ben seni çoktan gömmüşüm
Kurak gönül çölüme
Senin gibi!
Hüseyin Özbay