23
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1733
Okunma

Burkulan bir yüreğin titreyen tellerinde
Tutunacak bir saçak aradım senin için.
Kara kına yakılmış o narin ellerinde
Tuttuğun saçlarını taradım senin için.
Kaybolmuştun ufukta mendiller sallanırken
İşte ben de ardından bakarken kökten bittim
Öncesinde çeyizler denk olup yollanırken
O denklerle kendimi toplayıp kaçıp gittim
"Bir ağaç gibi oldum uzakta, dallanırken.
Bir ağaç; yapayalnız, insanları andırır
Kimler böyle bir halde sevenleri kandırır?"
Dur; aklımdan geçenin kaçmasına yol verme.
Dur; gözümün içinde hoyratça dönüp durma.
Elin, seni alıp da uçmasına yol verme.
Uyma vesveselere ne olur; yeter, kurma.
Uyanmasın çiğdemler, uçmasın kelebekler;
Ağlamasın anneyi özleyen o bebekler.
Varmak o kadar kolay, o kadar basit mi ki?
Sessizce geçenler de geride iz bırakır.
Su, diye içtiğimiz gerçekte asit mi ki?
Kime baksak bir tavır, bir büyük giz bırakır.
Uyanmasın bu demler; uçmasın üveyikler;
Ağlamasın dağlarda o saf masum geyikler.
Vur şimdi içindeki saldırgan olanları;
Kal birazcık kendinle, düşün, bul hataları.
Sar, ruhuna girip de gün be gün solanları.
Kerkenezler toplanıp çağırsın ataları.
Uyanmasın rüzgârlar; dökülmesin telekler;
Ağlamasın yaş döküp göklerdeki melekler.
Elden gelen her şeyle bir an evvel koşmalı;
Yardıma muhtaçların imdadına yeterken;
Öne çıkan zorluğu, engelleri aşmalı;
Arzın öbür ucunda güneş doğarken erken;
Uyanmasın hodbinler; delinmesin elekler;
Ağlamasın yaş döküp göklerdeki felekler.
5.0
100% (24)