yokluğunda dumanla boğarken hasretleri
tütüne dolar ciğerlerim
her sabahı ilk ben öperim boynundan

uculsa dilerken benim olmanı
paslı bir kUrnada ıslanır geçmişim
azıcık mahçup hayaller kurarım
beni sarsalayan yalnızlığımda





kendimi avutur,yalana tıkabasa doyarım sahte gözlerde
dokunan her el kana bulanır
soyunur kemiklerimden imkansızlığım

durulmaz sen bana gelmeden acım
sen bana gelmeden
kokun gelir hiç dokunmadığım ellerinden



dağılır bilyelerim
on altı yaşım taş kesilir
küfre kaşık sallar kaderim
çelimsiz bacaklarımda derman kesilir
kalkıp yoluna düşemem


hangi masalın hangi kahramanına benzetsem bilemem
bilemem beni farketme ihtimalini
donarken rüyalarım umutsuzluk dalında
o dalda yaşayan tırtıla bile düşman olurum
çıkmasını isteyemem girmediğim hayatından



beni sana getirmeyen otobüse
senle doyurmayan sofralara düşman olurum



bir sana kızamam sevdin diye başka birini
yastığın başkası kokuyor diye
gözümde dönse öfkemden
kendimi yakar kendi isyanım
ben sana kızamam

sana kendimle haksızlık edip
bencilce söyleyemem seni sevdiğimi...





//GG







...