4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1249
Okunma

Sesinden düşen cümlelerin esiriydi
Yüreğimin kilit vurup
Sevmeye küsüşü
Aklın firar ettiği vakitlerde düştü içime
Adından kalan ahlar
Gecenin iki yakası bir araya gelmedi
Nereden bilirdim
İki vakte kadar, kaybedişlerin rüzgârının
Aman vermeden eseceğini
İhtimallerimin ihtilale uğramasıydı
Kapı aralığı selamlar
Giderken yükünü alır da gider
Ayrılık otunun kokusu
Efil efil burnumda tüter
Vazgeçmeye meyilli sevmeler
Anlatmakla anlaşılma ki
Ayaküstü gönül durağına uğrayan
Sarmaş dolaş kelimeler
Yaklaşır hüznün çay molası
Gecenin en derin saatlerinde
Yoksunluğunun zehri düşer dilime
Sana sarılmış çıplak harfler
Acıtır sana söylenecek uzun cümlelerimi
Vazgeçmişliğisin, dün aşırı günlerimin
Titrerken parmak uçlarımdaki gitmeler
Yanıldığım yeminlerinde saklı
Bereketli verilen sözler
Sen giderken benim döndüğüm
Kaldırım taşların da gizli
Hayat okulunun en gözde dersleri
Anlayabildiği kadar yaşar insan
Ömür alabildiğine uzun değil ki
Bundandır her mevsim sevmenin günahı
Aklın merdiveni, yoluna uymadı
Ne zaman bana uydu ne ben zamanın çarkına
Ey gönül düşme kötünün dergahına
s.ç
5.0
100% (9)