6
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1212
Okunma

Hırçınlık bozduğunda akşamdaki sessizliği
Tırnaklarımı kanatarak yazmıştım ismini
Bir adının hasret bir adının yalnızlık olduğu sensizliği
Kirpiklerim paslı parmaklık
Utanırım aya dokunmaya
Gecenin fecri düşerken hücrelerime
Yıkılmak vardı şavkın düştüğü yerlere
Yarım kalmış mektuplarda kelepçelerle paslandırdım
Karanlığa inat akla zarar hasreti ziyan etmeksizin
Harçlığını kazanamamış çocuklar gibi
Anne gölgesine sığınırcıcasına sarıldım eteğine
Zavallı olmadan ay kadar dik bakışlarımla
Yağmur yada deniz biz gibi ıslaktı
Şehirler ve sokaklar biz gibi kimsesizdi
Devrilirken cümlelerimizdeki caddeler
Kibritsiz yakıldı yüreğimizdeki volkanlar
İçimizdeki lavlar su olup akarken altımızdaki nehirlerden
Eridik kemiklerimizdeki tenimizle birbirimiz terletirken
Yazamadım seni mum biter kalem tükenirken
Sana oysa ne şiirler yazacaktım yeşertmek için sonbaharı
Baharda seninle badem çiçekleri açarcasına
Dalından ayrılan kuru yaprak
Dökülürken kahverengi toprağa
Her yer ayrılık şehir sessiz kimsesiz
Bir kayan yıldızın anlık parlaklığı
Sığındığım gecenin etekleri üşürken
Geldim işte kapına sensizlik
Şiirsiz sokaklara kır ağı dökülürken
Neden dizeler ağlar ki
Gönül dizesiz yakılırken kendi kentlerinde….
İşçilik işte yüreklice gece yarısı
Üç beş nöbetimde sana yazabilseydim
Belki şiir bile yazacaktım bu soğuk geceye inat…
Beceremiyorum işte bu şehre sana dair şeyleri yazmayı
Alışamadım işte ne bu şehre
Ne sana dair şiirler karalamayı
Yazabilseydim sana dair çok şiir biriktirecektim
Koca şehrin sokak lambaları kadar
En azından IŞIK ta kalacaktı iki kişilik gölgemiz…
belkide şiir gibi kalacaktık gecenin çıplaklığında gizlice sevişirken karanlık en güzel örtümüz üryan bir sevdada..
5.0
100% (8)