12
Yorum
30
Beğeni
4,8
Puan
2094
Okunma

adımı unuttum
adımlarım aynalaştıkça beddua bir dilde
sevmiyor yalnızlığı kendim
camlı odalardan kaç ben’leri seyrettim
anılar bir köşede oturup uçurum gözlerime sustu
ateşe sundum ağzımda çoğalan sesleri
ki;
gölgelerin kıyısında hem acı
hem de umudun harmanı
ey benim yapraksız tohumlarım
ey rüzgarı duyduğunda
ağacımda uyuyan yeşilim
güneşe benzeyin diye korkularıma gülümsedim
sarılın gövdeme...
uzun bir yolculuğa iniyoruz
komada umutları diriltip
taze sabahla uyanacağız yaşama
dinsin büyük sessizliğin uğultusu
şimdilerde aynalarda yeryüzüm perişan
vuruldukça tenime eski bir acıya hatırlanıyorum
abartmıyorum
kışı hiç bitmiyor geçmiş zamanların
ve üstelik kundaklıyor gecemi gündüzümü
soğuğuna...
çağırırken genç tarihler
buralarda gebesiz kalıyorum
aklıma
-yüreğimde aşkı hep hüzünle besliyorum-
öyle uzun uzun bakma ölüm
yüzün benzime işleniyor/sararıyorum
dur akıtma çirkin kaderini
daha kalbim göğü kucaklıyor
bırak nefesim
kurşunlarını boşaltsın dışarı
ah yalnızlığım
içim öldürdükçe yangınları
sizi daha çok seviyorum
uzanın yorgun düşlerime
ellerinize küçük saksılar vereyim
ki;
yakışmıyorum diye
camlı odalardan adımı
karanlığa attım
uyanın beyaz mısralarıma
birazdan öldürecek beni yağmur geçmiş zamana
mavisini dağıtacağım ruhumun
aydınlığa...
5.0
94% (34)
3.0
3% (1)
1.0
3% (1)