6
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1691
Okunma

Yayla Yolları (Diklitaş’a Giderken --1)
Biraz vakit geçmişti hazırlanayım derken
Yola revan olmuştum sabah kalkıp ta erken
Kavak gölgesi yolda; serin serin yürüdüm
Boğaz, Sorkun, Heseli, sıra sıra geçerken
Kıvrım kıvrım tırmandım meşeli yollardan
Çam kokusu geliyor ayrı ayrı kollardan
Etraftaki köknarlar selvi boylu salınır,
Nazlı yârim gibiler kıskanırım ellerden.
Bir türkü tutturmuştum, Devedüzü yokuşu
Biraz yukarı varınca sorkuna kuş bakışı
Sarnıcı geçtim hemen çokalara çıkınca
Titredi bütün beden, gönlün aşka akışı.
Diklitaş’ın evleri karşımda duruyordu,
Söğütlerin gölgesi damlara vuruyordu.
Ilgıt ılgıt esiyor rüzgâr gün batımından,
Temiz hava soluyan, dudaklar kuruyordu.
Kavuşmuştu burada maşukuna âşıklar
Gurbet elde olsak da, yürekler alışıklar.
Tepsilerle getirdi karla pekmez gençleri,
Kapış kapış yiyoruz, geri durmaz kaşıklar.
Bozkır’ım, kandı yürek: hoş yaylanın yolları,
Kavuşunca dostlara, muhabbette dilleri
Yorulmuştu ayaklar dinlendirelim biraz,
Sızladı tabanları geçiyorken belleri.
Adnan Sivri/BOZKIR’İ / 05.12.2010
5.0
100% (3)