bu şiirde adı geçen tüm nesilsiz sanrılar kekeme duygular ve kendini bilen o varlıklar düş mahsulüdür mahsul tazedir yeni mahsuldur inançsızlığın mevzuatına uygundur müfredat neyse öyle sırlanmıştır
sahne / çekim bir / vurgu adama klaket küflü / tuhaf bir çarpma sesi. özetle yalnızlık yaşında bir adam şarabına sinen eski bir tutkunluk / hep ruhu titrek titrek / dumanlı yaralı bir baykuş / gece sesleri dil endişeli bir hayvan / ölecek ama geceyle ölüm arasında komik bir büyücü bu kadınlar ne çabuk ölüyor / dudak kıyısı kanlı tanrıçalar caddesinde buzlu bir viski ve yavaşça düşerler koca bir gül ağacının kırkıncı katından gereksiz bir antrakt / ağlamalarını okşar kısacık bir orgazm molası
Sahne / Vurgu adamın şuursuz şehvetinde canı sıkılan filler kolonisi peçeli bir kadın / sadece göğüsleri görünür okyanusun dibinde / olabildiğince ağır çekim / çekimser vurgun yakınlığı / melekler ağ atıyor rüyalara / boş adam rahim çöllerinde sırtında onca serap / ter ter olmuş anılar mutluluklar lağımı / paslanmış düşlerin kokuştuğu dev logar
Sona gidiş / tenin nabzı normal pandomimci bedenini üfler pek nazik çimenlerin üstünde bir kaç bulut yığını cellat sırra kadem / ağır ağır basar mutlu sonlar elde kaldı / sayıklanan sevişmeler ağrısız artık...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
iyi şairlerin bir çoğu iyi denemecidirler, ya da öyle olmaları gerektiği kanaatindeyim:)
şiir duygu işidir, duygu şiirde akılsız da olsa şiir kendisine yol buluyor.. tiyatro ve sahne ise sanki akıllı duygunun, bu şiirde de akıllı bir duygu var, hatta tiyatronun tüm levazımatını yerine getiren bir akıl.. yürekli, duygulu, pazarlamacı bir akıl..
İki sanatta da nesnel bilginin üzerine çıkılmalıdır, çok evrensel, çok bir noktadan bakılmalıdır, aksi taktirde yavan kalır bu sanatlar..çünkü bilimden farklıdır bu alanlar, her ne kadar bilimsel araştırmalara konu olsalar da zaman zaman...topyekün bilincin, kavramanın ürünüdür şiir ve tiyatro..
buarada epey patika molalar verdik amma bu gün böyle olsun, mazur görülsün falan olsun filan olsun;
bir de biliyor musun Oktay, insanlar gelip istedikleri biçimde şiir yazıyorlar buraya, eleştirildiklerinde daha önce geliştirilen ama bir türlü ilerlemeyen bir savunma mekanizması devreye girer; " ben şair değilim, şiirden anlamam, sadece iç dökümüdür bu.." gibi can eriği tadı veren cümleler kurulur en efendisinden... iyi de abiler ablalar ben de içmi şiirin altına dökmek istiyorum..kimsenin içi bir diğer kimsenin içine sığmazdır belki, hatta ben gibilerin içi şiire, içinde uçurumlar bulunduran şiire dahi sığmayabilir...şiire yakın durduruyoruz içimizin gürültüsünü kardeşim... bizim de hakkımız olsun yaw...
ben daha çok şiirle yoırulmak, şiirle gülümsemek, şiirle yeni dünyalara, yeni düşlere pencereler açmaya gelirim buraya...bir kaç iyi şair vardı ama korkudan okuyamıyorum onları, çünkü okuyunca sataşasaım geliyor içimle..sonra şiirin sahibi mızıkçılık ediyor...şiir küsüyor, şair küsüyor, ben küsüyorum ve saire:) bir daha dönmüyorum beni üzenlerin sayfasına..şiiri üzenlerin daha doğrusu...
tenkidi beğenmemek, ona karşı farklı argümanlar geliştirmek anlaşılabilirdir ama yapılan eleştiriye somurtmak, münekkide karşı başka tavırlara girmek, alakasız cevaplar vermek ııııı!!!! şiir yazanın, söyleyenin ve yaşayanın işi değildir:)
amin maalof'un herhangi bir kitabını okurken, 2-3 cümlesinde bri durur, şaşkınlık yaşar, sonra da "nasıl çıkabilir böyle bir betimle diye iç geçirir, hayret ederim.
ya da yaşar kemal'in bir çiçeği 4 sayfada anlatması., ya da edip canseverin, her cümleyi uçan bir kuşa çevirebilmesi.
Kimi şiirleri okuyunca bir bilmişlik, bir bilgiçlik gelip içime oturuveriyor, aklını almak istiyorum şiirin kelimelerle ama sonra anlıyorum ki şairin de derdi aynıymış benimle, "dünyanın aklını kelimelrerle alma çabası..."
teatral bir hal alıyoruz ben şiir ve şair...
ne girift bişey yaw:)
Şiirin içinde çok usta söylemler var, gerçek anlamda saf şiir. Şiirin taraçalarından akmış gelmiş. Satıraralarını istediğiniz gibi doldurabileceğiniz, destalaştırabileceğiniz bir şiir..
Lakin gelin görün ki, TMO'nun devasa siloları gibidir bu edebiyat-şiir siteleri, herkes alır hasadını boşaltır. Bir süre sonra bu çekilmez bir hâl alır. En önce dökülenler en erken unutulanlar olur..
Bu meramımı yönetime bildirdim ama kabul görmedi, ve hatta yönetimle birbirimizi yanlış anladığımız için kimlik onaylı sayfam kapandı, korkarım bu yorumumu okuyunca kızacaklardır yeniden ama malesef durum bu..
Bu ve benzeri sitede yukarıda okuduğum şiire yakın çok az şiir vardır. Bunu bir otorite, bir yetkin merci olarak söylemiyorum elbette. Bir okuyucu olarak, bir şiirsever olarak diyorum ki; bu kadar basit olmamalı şiir dediğimiz şey..
Elbette bu diğer insanların şiir yazma haklarına saldırı değildir. Hepimizin şiiri, şiirleri vardır, kimimiz yazarız arada, kimimiz söyleriz, kimimiz yaşarız, kimimiz bakarız şiirimizi / şiirlerimizi..
Ve fakat bazıları tanrısal seslerini duyar hayatın, bazıları, tanrının web sayfalarını daha iyi irdeler, bazıları iz sürmeyi iyi bilir..
yaklaşık 15 yıl kadar, tiyatro oyunculuğu ve yönetmenlik yapmamın, ya da bir o kadar süre dublaj yapmamın faydasını yazarken görmek istedim evet. ama en çok hayata bakışın farklılığıyla, biraz düşlerin çeperini yırtabilmekle ilgili bu iş. en çok da emek vermek ve farklı olmaya çalışmakla ilgili. yoksa 400 kelimeyle şiiri çeviren zaten , inter ortamına hergün yüzbinlerce şiir asan, şiir yazıcılardan bir farkım/ız kalmaz. genel olarak şöyle bakarım : herkes sahneye çıkıp tiyatro kisvesi altında komklik yapabilir. ama herkes heykel yapamaz, arya okuyamaz...
ben sana ayrıca, yakın ilgin, harcadığın vakit, ve çok yerinde değerlendirmelerin için, çok çok teşekkür ederim.
buarada epey patika molalar verdik amma bu gün böyle olsun, mazur görülsün falan olsun filan olsun;
bir de biliyor musun Oktay, insanlar gelip istedikleri biçimde şiir yazıyorlar buraya, eleştirildiklerinde daha önce geliştirilen ama bir türlü ilerlemeyen bir savunma mekanizması devreye girer; " ben şair değilim, şiirden anlamam, sadece iç dökümüdür bu.." gibi can eriği tadı veren cümleler kurulur en efendisinden... iyi de abiler ablalar ben de içmi şiirin altına dökmek istiyorum..kimsenin içi bir diğer kimsenin içine sığmazdır belki, hatta ben gibilerin içi şiire, içinde uçurumlar bulunduran şiire dahi sığmayabilir...şiire yakın durduruyoruz içimizin gürültüsünü kardeşim... bizim de hakkımız olsun yaw...
ben daha çok şiirle yoırulmak, şiirle gülümsemek, şiirle yeni dünyalara, yeni düşlere pencereler açmaya gelirim buraya...bir kaç iyi şair vardı ama korkudan okuyamıyorum onları, çünkü okuyunca sataşasaım geliyor içimle..sonra şiirin sahibi mızıkçılık ediyor...şiir küsüyor, şair küsüyor, ben küsüyorum ve saire:) bir daha dönmüyorum beni üzenlerin sayfasına..şiiri üzenlerin daha doğrusu...
tenkidi beğenmemek, ona karşı farklı argümanlar geliştirmek anlaşılabilirdir ama yapılan eleştiriye somurtmak, münekkide karşı başka tavırlara girmek, alakasız cevaplar vermek ııııı!!!! şiir yazanın, söyleyenin ve yaşayanın işi değildir:)
amin maalof'un herhangi bir kitabını okurken, 2-3 cümlesinde bri durur, şaşkınlık yaşar, sonra da "nasıl çıkabilir böyle bir betimle diye iç geçirir, hayret ederim.
ya da yaşar kemal'in bir çiçeği 4 sayfada anlatması., ya da edip canseverin, her cümleyi uçan bir kuşa çevirebilmesi.
Kimi şiirleri okuyunca bir bilmişlik, bir bilgiçlik gelip içime oturuveriyor, aklını almak istiyorum şiirin kelimelerle ama sonra anlıyorum ki şairin de derdi aynıymış benimle, "dünyanın aklını kelimelrerle alma çabası..."
teatral bir hal alıyoruz ben şiir ve şair...
ne girift bişey yaw:)
Şiirin içinde çok usta söylemler var, gerçek anlamda saf şiir. Şiirin taraçalarından akmış gelmiş. Satıraralarını istediğiniz gibi doldurabileceğiniz, destalaştırabileceğiniz bir şiir..
Lakin gelin görün ki, TMO'nun devasa siloları gibidir bu edebiyat-şiir siteleri, herkes alır hasadını boşaltır. Bir süre sonra bu çekilmez bir hâl alır. En önce dökülenler en erken unutulanlar olur..
Bu meramımı yönetime bildirdim ama kabul görmedi, ve hatta yönetimle birbirimizi yanlış anladığımız için kimlik onaylı sayfam kapandı, korkarım bu yorumumu okuyunca kızacaklardır yeniden ama malesef durum bu..
Bu ve benzeri sitede yukarıda okuduğum şiire yakın çok az şiir vardır. Bunu bir otorite, bir yetkin merci olarak söylemiyorum elbette. Bir okuyucu olarak, bir şiirsever olarak diyorum ki; bu kadar basit olmamalı şiir dediğimiz şey..
Elbette bu diğer insanların şiir yazma haklarına saldırı değildir. Hepimizin şiiri, şiirleri vardır, kimimiz yazarız arada, kimimiz söyleriz, kimimiz yaşarız, kimimiz bakarız şiirimizi / şiirlerimizi..
Ve fakat bazıları tanrısal seslerini duyar hayatın, bazıları, tanrının web sayfalarını daha iyi irdeler, bazıları iz sürmeyi iyi bilir..
yaklaşık 15 yıl kadar, tiyatro oyunculuğu ve yönetmenlik yapmamın, ya da bir o kadar süre dublaj yapmamın faydasını yazarken görmek istedim evet. ama en çok hayata bakışın farklılığıyla, biraz düşlerin çeperini yırtabilmekle ilgili bu iş. en çok da emek vermek ve farklı olmaya çalışmakla ilgili. yoksa 400 kelimeyle şiiri çeviren zaten , inter ortamına hergün yüzbinlerce şiir asan, şiir yazıcılardan bir farkım/ız kalmaz. genel olarak şöyle bakarım : herkes sahneye çıkıp tiyatro kisvesi altında komklik yapabilir. ama herkes heykel yapamaz, arya okuyamaz...
ben sana ayrıca, yakın ilgin, harcadığın vakit, ve çok yerinde değerlendirmelerin için, çok çok teşekkür ederim.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.