0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1679
Okunma

Rukiye, henüz sekiz yaşında ailesiyle birlikte şehire gittikten oniki yıl sonra köyünü ziyaret için geri dönmüştür. Aradan geçen bunca zaman içerisinde çok değişmiştir. Adeta ’küçük dağları ben yarattım’ der gibidir.
Bu şiir, Hasan’ın ağzından, çocukken birlikte oyun oynadıkları Rukiye ile karşılaşmalarını anlatmaktadır.
Öyle bir baktı ki gözüm kamaştı
Süzüle süzüle geldi yaklaştı
Heyecandan elim dilim dolaştı
Eğil dağlar eğil, önünde eğil
Yemin etsem inanmazsın, bildiğin gibi değil
Onbeş yıldır görmedim silüetini
Baldırdan yırtmaçlı giymiş kotunu
Bronza çevirmiş beyaz etini
Top modele dönmüş bizim Rukiye
İphone’dan telefonu almış eline
Piercing taktırmış bir de diline
Sapsarı saçlarını salmış beline
Güneş gibi yakıyor bizim Rukiye
O çilli yanaklar gitmiş yüzünden
Ray-Ban gözlüklerle bakar gözünden
Basıyor havasını her bir sözünden
Bülbül gibi şakıyor bizim Rukiye
Rukiye idi ismi yaptırmış Rüya
Çok seksi oluyormuş söylemek güya
Eteği kısalmış dönmüş bir nü’ya
Artist gibi poz yapıyor bizim Rukiye
Bu İstanbul insanı ne hale sokmuş
İki kelam bilmezdi filozof olmuş
Estetik burnuna hızmalar konmuş
Eğil dağlar eğil, önünde eğil
Yemin etsen inanmam, bu bizim Rukiye değil