4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1419
Okunma

Aslında ben öleli çok oldu bu şehirde
Belediyenin unuttuğu bir oyun parkında
Plastik mavi kaydırakta kaldı gözlerim
Ahşap pencerenin parmak uçlarıma
Kıymıklarıyla kıydığı canlılıklarım
Kesik kesik bir geçmiş karesi
Balmumundan kalanım
Günün bölünmüş tüm güzergâhlarında hayata
Şimdi size bir şarkı söylesem sesim gark çıkar
Şimdi size sussam suskunluğum hüzne kat çıkar aslında
Ki martılar yuva bilirler terk edilmişliklerini çatı aralarında
Kanadı kırık mavi bir deniz sesiyimdir toprağımda
Kendine iyi bak diyenim olmadı hiç elvedalarda
Aslında ben öleli çok oldu bu şehirde
Sadece sizler bilmiyorsunuz dostlarım
Kulaktan kulağa yayılan
Kötü bir haber olmayı becerememek benim vefasızlığım
Yaşıyor taklidi yapamamak şiir sayfalarında
Bu yüzden sordum bugün şu cümleyi kendime
( Neden hüznün, gözlerinde bir önsöze ihtiyaç duyar ki? )
Yaşam koskoca bir önsözken
Çoğulluğumun okuduğu nehrine kuru bir başyapıt olabilmek
Altına imzası atılmış yetim yuvası hürlüğünde
Yine sonlandırmak sonumu
Şehrin yenilgilere kilitli bir yakasında
Sokak aralarına benzeyen ruhumla
Bedenimin çıkmazlarını öpmemdir
Ki nefesimin çevirisi tellere yıllar önce takılı kalmış
Bir uçurtma kuyruğunu anlatır gökyüzüne
Aslında ben öleli, yaşayan bir şehir yok
Sadece tepelerden ışıl ışıl bakıyor bir hikâye...
.
5.0
100% (9)