LALŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Derim ki kar ve hüzün bir aşkın seyir defteridir,
Yolculuklar ve ayrılıklarla anlatılabilir ancak.." Ahmet TELLİ şehre yalın ayak ve yakınarak geldim gecenin bileklerini çarmıha gererken kendim kırmızıdan yeşile boyanan gözlerim ölüyor açlıktan bir düşün içinde kıvranarak cenin vaziyetinde yok oldu benliğim kentin kadim surları tanıktır k’atıksız kalp atışlarıma şehre yağmur yağdığında neden soluyor kudretli bakışım dar sokaklardan dağların doruğuna ve uçurum çiçeklerine ve ufkun katmerli yalnızlığına elleri kınalı kadınların dillerindeki ağıda sürülürüm kalbimi yontar rüzgar iki ters bir düz dikilmiş kaderimin avlusunda su içer ellerimin çeliğinde kuşlar kırlangıç türküleri söylerim gün aşırı geçilmeyen yolları geçerim varmak için aşka II. yakamoz iniltilerinden çakıl taşlarına değin ceylan derisine yazılmış ayetlerde dört kitabın eksik kaldığı başlangıcı ve sonu olmayan hummalı bir kalp ağrısıdır solumdaki dilimde turuncu bir ıslık lal III. dilimde karınca duası aklımda köhne bir geçmişin tamtam sesleri matemim naftalin kokulu bir sandığın içinde kırk kilitli kapının ardında sevincim yarin gülüşüyle açılan kırk kilitli kapı ve biliyor musunuz ? beni mutlulukla biten bir masalın içinde unuttular küçükken hatırlayınca karıncalanıyor beynim dilim tutuşuyor dibim düşüyor IV. sözlerin büyülü ormanında aşkın şarabını içen dervişlerden sırrını öğrendim sabrın göz yaşlarımı içtim her ağladığımda mağlubiyetlerimden küçük tanrılar yaptım kırılmaz duygusuz tanrılar ellerimdeki rahmetten flu güller göğsümü genişleten ve serinleten bir kentin kalbini okşayan hüznüne ortak güller fışkırdı V. dilimi tut sözlerimi törpüle gecenin eflatuni ıssızlığında küllerimi göm kalbine sırrımı söylüyorum ölümden çekinmeden ellerimi bıraktığı gün ölmedim bir daha ölmem Barış Çiçek |