Susmayı öğretti bana şarkılar sensizlikte
Eşlik etmeyi değil…
Sıkı sıkıya sarılmayı yalnızlığa
Masa başında rakı kadehine adam akıllı
Kör-kütük olmayı…
Unutmak isterken her yudumda hatırlamayı
En olmaz vurgunları…
Daha sana ne deyim…

Sevmez oldum yağmurlarda gezmeyi
Parklarda oturup
Kuşlara yem atmayı…
Pamuk şekeri yemeyi…
Sıcak bir çayı yudumlamayı sevmez oldum…
Mutluluğun tarifini çıkardım
Gönül sözlüğümden…
Kederden sor…
Hasretten…
Yalnızlıktan sor en iyisi
Sensizlikten….
Daha sana ne deyim…

Kahreder kır çiçekleri beni ne zaman görsem
Ne zaman görsem yan yana papatyaları
Sümbülleri…
Gülleri renk renk…
Kırmızıya küsmüş
Sarıya dargın…
Beyazdan uzaklardayım..
Siyahı anlat dersen
Varım…
Binbir türlüsünü anlatayım sana siyahın
Gecenin
Kaderin
Gözlerinin siyahını
Gözlerinin…
Daha sana ne deyim…

Hazana vurgun
Hasretine sürgün
Ama hep dargın…
Hep dargın…
Öyle böyle değil açtığın yara
Sudan çıkmış balık anlar halimden
Ateşe düşen su damlası
Yavru bir serçe anlar
Düştüğünde yuvasından…
Yağmur altında kalmış kimsesizliğim
Yani ben…
Yani bitmişliğin vesikası yüzüm
Yani titreyen ellerim
Yani özlemin…
Yani hasretin…
Daha sana ne deyim…

Daha sana ne deyim
Kapattın yollarımı
Kırarken kollarımı…
Ben sana senin kadar yakınım
Sen bana nefes kadar uzaksın
Uzaktasın…
Siyah – beyaz resimlerin
Ey edalı kahramanı
Baktıkça ağladığım
Kalbimi dağladığım…
Alfabenin ilk harfiyle başlayan
Ayrılığım…
Saklanıp saklanıp
Sobelenen o serseri yıllarım…

Susmayı öğretti bana şarkılar sensizlikte
Eşlik etmeyi değil…
Sıkı sıkıya sarılmayı yalnızlığa
Masa başında rakı kadehine adam akıllı
Kör-kütük olmayı…
Unutmak isterken her yudumda hatırlamayı
En olmaz vurgunları…
Daha sana ne deyim…

Ali ALTINLI – 03/07/2012
Saat: 18:39