1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1390
Okunma
Gizemsi durumları anlamak ne de zordur
Ve sade kelimelerle hayat ne kolay değil mi?
Mesela aklın almaz, atların neden vurulduğunu
Hatta seni neden pervasızca sevdiğimi
bilmezsin sen, cemrelerin de neden düştüğünü
Sen kolaya alışıksın, kolay da sana...
Acıtasıya yokluğunu kana kana içerek
niçin bunca zaman uzaklarda kaldığımı
Sana ulaşamaz olmanın amansız zorluğunu
Ve ılık nefesinin yorgun ruhumdaki yoğunluğunu
Lal olmuş dilim nasıl anlatır senin paslı ruhuna
Söyler misin bana sevgili
Anlatsa da anlar mısın?
Peki ya piçleşen kirli duygularımın
ıslak tenine yayılan gizli arzularını
Kan ağladığım o dipsiz zamanlarımın
karanlık tünellerinde ruhunla sevişmelerimi
Riyadan uzak hayali dokunuşlarımın
kör düşlerimi insafsızca yaralamalarını
Hisseder miydin o kaybolduğum çağlarda
Ve seni bir an bile olsun niçin unutamadığımı
Anlar mıydın sevgili?
Biliyorum, gayret boşuna, boşunadır zahmet
Sen var git yine o akılsız başının yoluna
Al kolunun altına bomboş ve kirli bohçanı
duygu bahçelerinin etrafında sevgi dilen sefilce
Hiç tanımadığını sandığım şeyi bulmak için
yakarışlara dur Mevla’ya, bence.
Doğrusu ben de hiç anlamamışım ya seni
ve aslı asla sevgi olmayan özgün sevgini
Oysa sevgi zora mahkûmdur, zor da güce
Bu güç yürek gücüdür, o da sende yok
Boş sözlere artık karnım tok
Cemreler neden düşer
Sen, bunu düşün!
Müjdat Bilgin