8
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1138
Okunma

aydınlık neyin oluyor senin
gökyüzü akraban filan mı
beni bulur bulmaz gözlerin
şimşek çakıyorum yalan mı
yüzünde yalazını gezdirdiğin
saçlarından tutuşmuş orman mı
akla ziyan bir şey elektriğin
ATTİLA İLHAN
Susmak gizli ihanettir
İnsanın kendi benliğine
Kapanan yaraların izini
Sarsa da tendeki et
Çoktan yerini alır
Serbestçe
Yeni acılar
Bazen özlem sarıya boyar baharı
Yazın yeşil rengi, siyaha çalar
Hasret bu ya
Kurutur çiçekleri dalında
Eritir buza dönmüş suları
Kim bilir
Hasret ne derin yaralar açar
Kavuşmalara dönmezse adı
Derin yollar uzanır
Şehirlerarası birbirine
Saatler geçmez
Vakit ermez umuda
İki kaşın arasına düşer
Sabırsızca
Bekleyiş telaşı
Beklenen muradın
Vakti ermez umuda
Feryadına tutunulur
Sıkıca
Mahşer yerine döner yürek
Ya bir ses ya bir haber
Bekler durur
Tabibi olmayan derttir kara sevda
Dünyada bulunmaz buna çare
Dermanı bir tek, olur yarda
Bekleyiş mucizelerde son bulur
Aydınlığına erdiği anda
Efkâr atılır derin sulara
Yüzde gülücüklerle son bulur
Avuçlar sarılır birbirine
Susmadan söylenir
’’Ne çok özledim seni…’’
s,c
5.0
100% (11)