İçimsin demiştim
Sızı mırıldanır mı bir ninni gibi gecenin on ikisinde
Parmak uçları döverken sessizliği irkile irkile
Titrek bir dilim kek sosu misali akışkan ten ikindilerinde
Kuytu öpen gölge oyunlarını dinler mi duvarlar böyle
Sevgiyle
Nefese



Bazen tokat atıyor çıkmaz sokaklar
Serseri sayfalara
Berduş bir gitar inliyor
Neden kanser kokuyor sonbahar yaprakları diye
Bazen yetmiyor azgın sevgi sözcükleri tükenmişliğe
Doymayan kaldırımlar mı ki sadece
Memelerinin ucuna asarken fahişe pembelikleri
Unutulmuş bir idam sehpası gibiyim işte
Gel otur üzerime
Sana kaç kişiyi öldürdüğümü anlatayım
Sessizce



İçimde inle
Gerçek bir kadın nasıl çıkarsa baştan
Susuz bir kadın nasıl dirilirse kuraklığından aşka öyle
İçimde dinle
Kemiklerimden süzülen sıvı tarih kokuyor
Notasını terk eden yüz çizgilerin kadar derinlerde



İçimi kemir-en sevgili
Kozalar terminallere sökülüyor
Yolculuğuna
Gözlerindeki fer uçurumlarını özleyen
Kayıp bir eşyayım, değerli miyim söyle
Lirik bir porno muyum ipek geceliğinde
İtalik dil altı askılığına tutunan
Damak müptelası şiir miyim sadece


Şakaklarım tuz imalathanesi
Etrafımda ise savruluyor kelebek cesetleri sevgili
Sen soyunduğunda
Ben çoktan sevişmiş olacağım başka şehirlere…