6
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
1333
Okunma

//günah kezzabında kavrulur ya insan!//
//bende öyle kavruluyorum sana//
gönüller girdabında sabır sabır üstüne
bekaya koşarım sencileyin gecesi aralanan
ey yolcu der!; dur bekle ışık yansır sabaha
işitir nârâlarını canlanır da deniz -nabzına vurur-
enginlerden bihaber tekin değil yolculuğum
ararım bulamasam da denizi geze geze
visal düşüdür anılar seslere götürür
yeşerir içre hayal; nabzıma vurur
kanadını çırpıyor raks ediyor kuşlarım
huzuruma fatihadır ışıldayan gözlerin
o garip özlem devşir/dikçe harlı ateşi
aheste geçer üstümden hazan kavrulur
mâverâdan havzalara sel gibi boşalan
hicran ateşinin seline kapıldım
ey gün ortası! savruluyor kınalı umutlarım
eleverecek gama uyanan itiraflarımı
damarımda dolaşan kanım gibi zevalsin
yoksul varlığım kilitlidir yüreğine
kalbim öz diliyle çaldıkca kapını
bütün mutsuzluklar parçalanır her seher
kalp; nadasa bıraktığım bahara düşer
ufuklar senindir sanadır gökyüzü
firarisi oldum sensiz âh’i evrenin
yüreğim uğuldar; vuslata erene kadar