1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1039
Okunma
Dedi; tarif et bana yeriyle İstanbul’u,
Dedim; şark der batılı, lakin garp der doğulu.
Dedi; belirliyor mu bu tarif İstanbul’u?
Dedim; kuzeyle güney arasında kurulu.
Dedi; neden herkes merak eder İstanbul’u?
Dedim; başşehir yaptı Dünya Kültür Kurulu.
Dedi; “Kültür Başkenti” ne, neden İstanbul’u?
Dedim; buradan geçer, tüm kültürlerin yolu.
Dedi; tarih gözüyle anlat şu İstanbul’u,
Dedim; toprağın altı eski kültürle dolu.
Dedi; “Hilal” gözüyle anlatsan İstanbul’u,
Dedim; İslam Kültürü baksana sağı solu.
Dedi; kimler ve nasıl süslemiş İstanbul’u?
Dedim; beş asır bakmış, dedemiz Osmanoğlu.
Dedi; bu Millet nasıl anlatır İstanbul’u?
Dedim; başına hep taç edinmiş Anadolu.
Dedi; mertebesiyle bilelim İstanbul’u?
Dedim; bir medeniyet ki, ışıltılı, ulu.
Dedi; bir dizeye mi sığdırdın İstanbul’u?
Dedim; kaynak ilahi, kültür yapısı nurlu.
Dedi; mukayese et desem şu İstanbul’u?
Dedim; O hep zirvede, başı dimdik, onurlu.
Dedi; bütün insanlık görmeli İstanbul’u,
Dedim; İstanbul gerçek medeniyet okulu.
Dedi; Allah kem gözden korusun İstanbul’u,
Dedim; hayal görmesin hiç bir Allah’ın kulu.
Dedi; halkımız nasıl görüyor İstanbul’u,
Dedim; her “Hilal Ehli” O’nunla çok gururlu.
Dedi; bir bebek gibi korumak İstanbul’u,
Dedim; öyle bebek ki, nazlı, zarif, duygulu.
Dedi ; “Banane”cilik öldürür İstanbul’u ,
Dedim; bu bulaşıcı kanser ki, kötü huylu.
Dedi; bu millet de hak etmeli İstanbul’u,
Dedim; bakmalı gözü gibi her sağduyulu.
Dedi: medeniyetler kıskanır İstanbul’u,
Dedim; şanslıyız bizler, yaşarız dolu dolu…
5.0
100% (1)