7
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1234
Okunma

Güneş öptü gözümü üç vakte sürme sürdü
İkisini atlattım seherim bin küsûrdu
Ey toprağın kızı!
Koca deryayı avuçlarına aldın
Karanlık mahzene kapandın
Süt beyaz gölgen duvarlara yansıdı
Kehkeşanlardan yükseldi avâzın
Gözlerin tunç bakarken sular ürperdi
Kırık bir teknede yelken sallarken
Mevlanâ’lı düşlere daldın
Kâinatı mercek altında
Tek damladan ibâret gördün
Loş ışıklar gözünü kamaştırmadı
Ta doğuştan toprağına sevdâlıydın
Elinde tesbih,dilinde zikir
’Elle tutulamayan
Gözle görülmeyene’yürüdün
Kalın duvarlar içinde
Şatoda buldun onu
Asma köprülerinin kapı eşiği
Ayağına kelepçeler bağladı
Dubrovski’nin maça kızı oynuyor
Üç perdelik düşlerini
Sen pelerinle kız!
Gork’iyi sığdırabilir misin dünyana?
Dev bir aşığın düşüşüne şahit oldun
Sazın kırıldı,mızrabın düştü elinden
Meçhule doğru yürüyorsun
Tek kelime kalsın dimağında
Leyli!
Camdaki siluetim bakıyor ölgün ölgün
Dudağıma sadece acı tebessüm iner
Bu mekân bu sessizilik çoğalıyor günbe gün
Bu vesveseler ancak,göz çukurumda diner
Son demini yaşıyor ufuksuz bu bedenim
Gözlerim sabit bakar öyle çok ki nedenim
Güneşin kardeş yüzüne sen baka dur!
Tüm lâl olmuş kelimeler gökte semaha durdu
Yüz görümlülüğü taktın gerdanına
Kızgın lavlar içinde yatarken
Toprak sustu,taş sustu
Bülbül figân eyledi,baykuş üstüne kustu
Küçük bir serçenin çıvıltısı kulağını tırmalıyor
Ne olduğu belirsiz karartılar uçuşur
Güneş yakar tenimi, gölgelik yer ararım
Öylece kabre girer saçlarımı tararım
Alnımdaki baharım, aramıza set çekti
Azaba düştü evim, kızıla çaldı şehrim
Duvağımı açmadı,gamı hicranı ekti
Tüm yolları denedim,verilmedi ki mihrim
Kulağımda rüzgârlar musikiye asıldı
İşittiğin nağmeler Farjed’den son fasıldı
Melahat Temur
5.0
100% (6)