0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
Okunma
kirpiklerimde ıhlamur çiçeklerinin tozu
geçip kalmış zamanların
derin, kanlı uykusu
dar hükmüne ayrı sövdüm
ayrı saydım reisine cumhuruna
götürüp yabancı kıldıkları
getirip yabancı kaldıkları..
kubbesine eğreti minare..
sarayının sütunbaşı
temeltaşı bir asinin hamamına
zamanı güneş saatiyle ölçüp
kum saatiyle yatan imparatorluk
nilüfer serinliğinin altında
cariyeler, şehzadeler kaç boğumluk..
maryalar nasıl dayanır
kıpırdandıkça bile boynunda
o ağır çınlamaya
peki ya çobanlar
zifirilacivert bir boşluğa
yaslanıp asalarıyla..
çocukluğumun ıssız gölünün
kıyısına oturdum ağlamadım
bir kurbağa olsaydım dedim
yılanlar kapsaydı beni
leylekler yutsaydı da
insan acısı çekmeseydim!
sordum şaşkın gölüne gençliğimin:
vazgeçtiğim hayat
neden geçmez benden
neden hala tanığıyım
çoktan hatırası olmak istediğimin