13
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1486
Okunma
seni yüreğe aldım alalı,
aşk denilen bu tarifi imkansız coğrafyadayım
bahar bütün şarkılarda kayıp
mor kendi gelip yerleşti tenime
sevgilim…
bir kalp ayracına kaç insan sığar , ceset olmaya meyilli
çan çiçekleri hangi aşkın mezar çiçeği
savunmasız sallanıp duran…
atıldığı çölde yağmuruna dua olan
çürük gözlerimde anlam
sende anlam dil bozukluğudur, kırar şiirin pusulasını…
kendimi bildim bileli bu karanlık sulardayım
karanlığına boğulmadım…
bir fener yakaladım uzak kıyılarda,
liman kentlerini bu yüzden severim
kıyı olurlar umutlarıma
gecenin kırılgan zilleridir aşk
sokak çocuklarının tarumar ettiği, boy hedefi bir resim
hangisi kırdı gözlerimdeki sevinci , bilmiyorum
sokaklardayım o gün bu gün, avare bir bilici
buğulana camların arkasında , silik bir yüz gibiyim
içimde uçucu bir özlem , nikotinli bir bekleyiş dalıp boğuluyorum
acılarımın tüm kanıtlarını yakıp , doldurdum bir şarap şişesine
yitik şiirler antolojisi !
saldım suyun çarşaf yüzüne , kıyına vursun
şahidimdir denizin sürgün çocukları martılar
tenlerinde tuzlu bir hüzün , kanatlarında yaralar
bıçkın ve harbi delikanlılar gidişini hatırlatmasın diye
kıyı kıyı dolaşıp , vapurlara sataşırlar
bende feryat kendine dönüştür…
senden sora…
dilim yükünü çekemeyen bir hamal
çoktan kovuldum yeryüzü cennetinden
cehennem ortasında üşüyorum
gözlerin bu alev kızıllığında sağanak sancılar
güneş gözlerin
ben/ sen cürüyen çan çiçekleri
sevgilim…
çan çiçeklerinin her ezgisinde aç gözlerini
güneşimi mor bir dağ ardına hapis , cennetim uzak kabrime
çan çiçekler altında çürümekteyim
aç gözlerini güneşe cennetime ereyim
ölmelerdeyim...
Kubilay Yıldız